Özellikle Mezapotamya topraklarının son derece bereketli topraklar olduğu aşikardır. Bu yazı dizisini hazırlarken yine topraklarımız arasında yer alan Şanlı Urfa yakınlarında bulunan Göbekli Tepe ile ilgili yeni buluntuların yarattığı heyecanla birlikte kargaşayı da izledim.
Tamamlanması 10 yılı bulacak bu yeni buluntular gerçekten beraberinde bir çok tartışmayı beraberine getirdi.
1994 yılında sürüsünü dolaştıran bir çoban tarafından bulunan bu harabeler,Alman Arkeoloji Enstitüsü görevlisi Klaus Schmidt in bölgeye gelip incelemeler yapmasıyla şu anda herkesi düşündürecek bilgilere ulaşmış durumda.
Şu ana kadar yapılan araştırmalar sonucu,burada bulunan bulguların Buzul çağından sonra insanlar tarafından inşa edilen bir tapınak doğrultusunda gelişen bilgilerle uygarlık tarihini çok daha öncelere çekmişe benzer.
Takipcisi olacağım bu çalışmaları ve çalışmalar esnasında ortaya çıkan tartışmaları bir kenara koyuyor müzik açısından bilmediğimiz yönleriyle bu topraklara bir kez daha uzanıyorum.
1972 yılında Amerika Berkeley Üniversitesi’nden Prof. Anne Darffkorn Kilmer ve Belçika Liége Üniversitesi’nden müzikolog Duchesne-Guillem birlikte çalışarak bir çok sır içinde barındıran bir tableti çözdüler.
Bu tablette öncelikle matematik gibi algılanan bazı konuların matematik olmadığı matematiksel bir yaklaşımla müzikten söz ettiğini çözdüler.
Muazzez hanımın açıklamasıyla konuya devam edeyim;
"Matematik konulu tablette, bir müzik aletinin tellerinden söz edildiği görülüyor. Bu tel kelimesinin konuya uymadığı anlaşılıyor. Yunancada tel ve nota kelimelerinin aynı olduğuna dayanarak, bunun da tel ve nota anlamına gelebileceği düşünülüyor.
Ve hakikaten bu kelimenin nota olduğu anlaşılıyor. Bir sıra rakamların 9 telli bir müzik aletinin tellerini gösterdiğini saptadılar. Bu rakamlar çıkacak seslere göre sıralanmıştı. Bir kısmı da müzikte gam çizgisini ifade ediyor. Bunlar tarihte ilk yazılı gam ve anlaşılır bir müzik sistemini gösteriyor.
Bu tablet, İÖ 1500 yıllarına ait olup müzik tarihini ve müzik teorisini, ilk notayı bulan olarak bilinen Yunanlılardan 1000 yıl önceye aittir.
Sumer metinlerinde de notayı, gamı gösteren bölümler bulundu. Müzik terimlerinin Sumerce oluşundan dolayı da onların Sumerliler tarafından bulunduğu sonucuna varılıyor.
Müzikte iki sistem bulunuyor: Biri tam anlaşılamayan Sümer sistemi, diğeri daha iyi anlaşılan Akad sistemi.”
Bu doğrultuda sistemi çözen bu kişiler oldukça ilginç sonuçlarla karşı karşıya kaldılar.Hatta bazı şarkıların nota ve sözlerine ulaştılar.Bu melodiler diyatonik tarzda yazılmış müziklerdi. Sadece bazı melodilerin ritimleri bilinmemektedir.
Böylelikle uzun zamandır batı ya özellikle antik Yunan a mal edilen notaların hatta bazı müzik tonlarının çok daha önceden kullanılıyor olması yıllardan beri terk edilmiş bir gerçek olmakla birlikte, hala bunun müzik eğitimi kitaplarına ulaşmamış olması düşündürücüdür.
Bu melodilerde bugün de kullandığımız notalar arasındaki geçişlere rastlayabiliyorsunuz.
Bu çalışmalarını "Sounds from Silence" adlı kitap ve bir albümle müzik piyasasına sunulalı yıllar oluyor.
İzin verirseniz şimdi bu döneme ait bir ezgiyi görüntülü olarak izleyelim
Hurrianlara ait bu ezgi Sümer çivi yazısıyla yazılmış eserlerden sadece bir tanesi.
Bundan sonraki bölümde bu eserlerin tamamı olmasa da bir kısmını link olarak vereceğim Sümerler de müzik konusuna devam ederek tabii.
Sümerlerde müzik öylesine gelişmiş bir durumdaydı ki öncelikle bir çoğumuzun bilmediği bu gerçeği paylaşmak istedim .
sanem uçar
Evet oldukça önemli bir bilgi bu aslında. 1972 yılında tanımlanan bir tabletin bilgileri hala ülkemde bilinmiyor ve müzikle ilgili konuların arasına girmemişse gerçekten düşünülmesi gerekiyor.
YanıtlaSilBu nasıl bir mantıktır anlayamadım, mesleği müzisyenlik olan her kişinin, ben müzik eğitimcilerini de bu kapsama almak istiyorum,müzikle ilgili her konu da araştırmacı bir ruha sahip olması gerekiyor.
Özellikle şimdi 1. bölümde yazdığınız müzik tarihçilerini esefle kınıyorum cümlesi haklılığını çok daha fazla ortaya koyuyor.
Ve ister istemez düşünüyorum, siz bu bilgiye bir şekilde ulaştınız ve kaynak kişinin kapısını çaldınız, ya siz olmasaydınız ne olacaktı?
Mutlaka birgün ortaya çıkacaktı ama arada geçen zamanı telafi etmek çok kolay olmayacaktı. Bu sebeple sizi gerçekten kutluyorum bir sonraki bölümü merakla beklemeye devam edeceğim.