Paul Klee i benim için önemli yapan bir çok faktör var.
Çok sevdiğim jazz bestecilerinden Chuck Mangioni nin de içinde bulunduğu bir grup tarafından "Performing Musical Interpretations of the Paintings of Paul Klee" adlı bir albümün olmasıdır öncelikle.
Kendisi ressam olmasına rağmen çok iyi bir müzisyen kimliğinin de olması sevme nedenlerimden biridir.
Ki bu müzik yeteneği öylesine onunla iç içedir ki zaman zaman neden resmi seçti diye düşünmeden edemiyorum...
Müzik ve görsel sanatı bu denli birbiriyle harmanlayabilen başka sanatçı hemen hemen yoktur. Zaten bu sebeple 1938 yılında Steinway piyanoları,Paul Klee serisini üretti. Ve bu seriden bir tanesini kullanan sanatçılardan biri de ünlü piyano virtüozü Vladimir Horowitz tir. Sadece 500 tane üretilen bu piyanolar son derece güzel tınıya sahip piyanolardır. Ve bu ressam , belki de başka sanatçılar olsa çok daha farklı davranabilecekken "Büyük bir onur ve ayrıcalık."diyebilecek kadar da alçak gönüllüydü...
Kimdir Paul Klee?
18 Aralık 1879 – 29 Haziran 1940 yılları arasında yaşamış Alman kökenli İsviçreli ressamdır.Bauhaus okulunda Wassily Kandinsky ile birlikte eğitmenlik yapmış renk teorisi konusunda bilgili, çocuksu perspektifini, mizah anlayışını, kişisel hislerini resimle son derece güzel anlatan bir döneme damgasını vurmuş ressamlardandır.
Klee, İsviçre'de Bern yakınlarındaki Münchenbuchsee'de dünyaya geldi. Babası Hans Klee müzik öğretmeniydi annesi ise şarkıcılık eğitimi almıştı. Doğal olarak çok küçük yaşlarda sanat hayatına müzikle başlamış ressamlardandır.
Annesi Ida Frick in sekiz yaşındayken boya kalemleri hediye etmesiyle sanat eğitimi yaşantısına resimde girmiş oluyordu.Ve Klee in resim ile müziğe yeteneği eşit düzeydeydi.
Ailesinin katkısıyla müziğe doğru bir eğilim gösterirken ergenlik dönemiyle birlikte resim tutkusu daha ağır basınca resme yöneldi.Bu anlamda ailesinin seçimine bir çeşit başkaldırı gibi algılanabilecek bu davranışının kökeninde modern müziğin kendisine bir şey ifade etmediğini fark etmesi çok daha baskındır.
Onun bir cümlesi bu anlamda önemlidir;
"Müzikal başarılarla dolu tarihi yok sayarak müziğe yaratıcı ve detaylı bir şekilde girmek için bir sebep bulamadım."
Çok ilginçtir, müzikte modern dönemi kabul etmeyen ve müzikte 18 ve 19. yüzyılın müziğiyle kendisini daha iyi ifade edebilen Klee, resim de modernliğin öncülerindendir.Çünkü onun ressam kişiliğinde ortaya çıkan eserlerinde radikal fikirler ve stiller vardır.
Eğitim hayatı boyunca okul kitaplarına karikatürler çizdi.Okulunu zorlukla bitirdi çok parlak bir lise öğrenimi olmadı.Müzik ve sanata büyük bir ilgi duyup, zamanının büyük çoğunluğunu bu konulara harcadı.Aynı zamanda iyi bir edebiyat okuyucusuydu. Daha sonraları ise sanat tarihi ve estetik ile ilgili iyi bir yazar oldu.
Onu kendi cümleleriyle anlatmakta yarar görmekteyim:
"Her şeyden önce, yaşama sanatı; daha sonra ideal sanatım olarak şiir ve felsefe ve benim gerçek sanatım olan plastik sanatlar;ve son başvurduğum, çizim."
Güzel Sanatlar'dan mezun olduktan sonra Klee, arkadaşı Herman Haller ile İtalya'ya gitti. Burada geçmiş yüzyılların usta ressamlarının çalışmalarını inceledi.
İtalya dan döndükten sonra çeşitli sanat kurslarına katıldı ve 1905 yılında, isli cam levhaya toplu iğne ile çizim yapmak gibi bazı deneysel teknikler geliştirdi.
Geliştirdiği tekniklerle verdiği ürünleri sergiledi ancak bunlardan pek memnun kalmadığını şu cümlelerinden anlıyoruz;
"Gravürlerimden çok memnun olmama rağmen bu şekilde devam edemezdim. Ben bir uzman değildim."
Bütün bunlar olurken müziği ihmal etmiyor, bir orkestra da keman çalmaya devam ediyordu.
1906 yılında Bavyeralı piyanist Lily Stumpf ile evlendi ve aynı yıl içerisinde Felix Paul ismini verdikleri bir oğulları oldu.
Evliliklerinin bu ilk yıllarında ister istemez sanat çalışmalarını biraz yavaşlatmıştır.1910 yılında, Bern'de ilk kişisel sergisini açtığını görüyoruz.Daha sonra Voltaire'in Candide isimli romanı için kitap çizimleri yaptı.
Bu yıllar Klee nin dönüm noktasında olduğu yıllardır. Çünkü Franz Marc,Wassily Kandinsky gibi sanatçılarla tanışmış Der Blaue Reite ( Mavi Süvari) grubunun bir üyesi olmuştur.
1912 de Paris i ziyareti sırasında Kübizm ilgisini çekti ve soyut sanatın erken dönem tanımlarından olan "saf resim"'in öncüsü oldu.
Ancak onu belki de Klee yapan en önemli olay August Macke ve Louis Moilliet ile birlikte Tunus'u ziyaret etmesi ile gerçekleşecekti.Çünkü buradaki ışıktan fazlasıyla etkilendi.
Genellikle kendisini eleştiren cümleler kullanan Klee de farklı bir yorum görmeye başlamıştık;
"Renk beni sahiplendi. Onu kovalamayı bıraktığım anda biliyordum ki beni sonsuza kadar kavrayacaktı. Renk ve ben biriz. Ben bir ressamım."
Eve döndükten sonra, Klee, ilk soyutu olan Stil v. Kairouan'ı yaptı. Bu tablo renkli çember ve dikdörtgenlerden oluşan bir kompozisyondu. Renkli dikdörtgen, Klee'nin temel yapı taşı oldu. Bazı uzmanlar ressamın bir renk armonisi oluşturabilmek için farklı renklerden blokları bir arada kullandığını iddia etti. Seçtiği belirli renk paletleri müzikal bir anahtara benziyordu. Bazen tamamlayıcı renkler kullanan Klee, kimi zaman da müzikal bağlantıyı yansıtabilmek için uyumsuz renkleri seçiyordu.
Birinci Dünya savaşının başlamasıyla birlikte öncelikle bu savaşla hiç ilgilenmeyen Klee bir süre sonra bu savaşın anlamsızlığını içinde hissetmeye başladı.Ve bu savaşta en yakın arkadaşlarını kaybetmesi üzerine resimlerini bu tema üzerinden yapmaya başladı.
Bauhaus bir çok anlamda resim sanatı için çok önemli bir olgudur ve başlı başına anlatılması gereken konulardan bir tanesidir. Umarım başka bir zamanda bununla ilgili daha detaylı bilgilere girebilirim ancak şimdilik sadece bu ilginç ressamı tanıtmak amacı güttüğümden çok fazla detaya girmiyorum.
Naziler tarafından dejenere sanat olarak algılanan Bauhaus kapatıldıktan sonra Klee arkadaşlarıyla birlikte bu çalışmaları başka yerlerde yapmaya çalıştılar.
1930 yılı Klee nin en üretken olduğu yıldır. En verimli dönemini 1930 lu yıllarda vermiştir. Ancak daha sonra sklerodermi olduğu anlaşılınca, hastalığın verdiği rahatsızlık onu çalışmalarından alıkoymaya başladı.Kendisini toparladığı zaman yeniden çalışmalarına hız veren Klee nin bazı tabloları 1937 yılında Naziler tarafından yok edildi.
Onun eserleriyle hazırladığım bir video;
sanem uçar
Çok detaylı bir yazı,eline sağlık.İsli cam olayı ilginç.Malum savaş çılgınlığı O'nu da vurmuş ama o sıra pek çok sanat eserini kaçıran her iki taraftan insanlara hep minnettarım.
YanıtlaSilCanımcım,
YanıtlaSilGerçekten onun ressam kimliğiyle birlikte müzisyen kimliği de önemli.Dürüst olmak gerekirse onun renklerine ve çizgilerine vurgunum...
Çok iyi bir ressam açıkcası, birinin onu ciddiye alması benim için sevindirici oldu.
Ne zamandır burada bu yazı ve kimse ciddiye almamış şimdiye kadar,Klee adına mutlu oldum:)
okuldaki hocamız bize bir resssamın resmini çizip ve o kişiyi araştırmamızı istedi bende PAUL KLEE seçtim hayatı o kadar değişik ve güzlel ki...
YanıtlaSilUmarım işe yaramışımdır:)
YanıtlaSil