26 Ekim 2009 Pazartesi

Çoğul yalnızlık... "ebru ya"



"Olduğum yerde isen;
Ne ölüsün, ne diri.
Ne akıllısın ne deli.
Ne yerlisin, ne göçebe.
Ne yalnızsın , ne kalabalıksın dilediğince.. "


Ebru Rumel


Kelimelerin yaraları kanattığı doğru....

Öyle bir cümleyle karşı karşıya kalırsınız ki bir an için "Duyuyorum ve görüyorum" diyebilmek geçer aklınızdan ama dilsizsindir, çıkamaz kelimeler ağzından. .Hele bu cümleler bildiğiniz, dokunduğunuz bir kişiye aitse telaşlanırsınız da.

Garip bir telaştır bu aslında, pek kelimelerle ifade edilemeyecek olan.

Orada bir yerde, herhangi bir yerde yani, bildiğin bir insandan bildiğin cümleleri duymuş olman kanatır yaranı...

Kendimi bildiğimden beri tanımlamalara takılmış durumdayım. Hatta tüm tanımlamalara karşı olduğum bile söylenebilir. Çünkü tanımlamaların daraltıcı özelliğinde boğulanlardanım.

Hiç bir tanımlamaya gerek duymadan her birey algıladığı gibi içselleştirse ve bu da kabul görse çok daha kolay olacak yaşam.

Ama bizler tanımlamalarla dünyamızı daraltmayı pek severiz.Farklılıklar çok fazla hoşumuza gitmez.Hatta farklılıklardan korkarız, tehlikelidir farklı olanlar.

Tehlikeliyse eğer, bir şekilde yine tanımlamalarla onu yok etme üzerine geliştirdiğimiz düşünce ve davranış modelleriyle doğru yolda olmanın derin mutluluğunda geçer ömrümüz.

Ah sevgili Ebru, keşke yalnız olabilse insan...

En büyük şairlerimizden Edip Cansever in dizelerini unutmuşa benzersin..

" her yalnızlık birer çoğulluktur...."

Tek başınalık ise tamamiyle farklı benim için yalnızlıktan...

Yalnızlığın yaratıcı bir yönü vardır ama tek başınalık koskoca bir sessizliktir ve yıkıcı olanda odur.


Neye inandıysam davranışlarıma da yansıttım inandıklarımı. Farklılıklar önem taşıdığı için yaşantımda benzer düşünceleri yaratmayacak yöntemleri rehber edindim tüm geçmişimde. Ne kadar farklı düşünceler duyacak olsam arttı mutluluğum. Farklılıkların çoğulluğunda güzelleşti dünyam.

Zor du buna inanarak yaşamak. Çünkü her ne kadar ağızlar demokrasi, eşitlik, insan haklarına saygı gibi cümleleri telaffuz ederse etsin,farklılık görüyorsa, yüreklerinde hissettiklerinin ağızlarından dökülenlerden başka olduğunu biliyordum...

Bernard Show; "İnsana ait hiç bir şey beni şaşırtmaz " dese de ben şaşırmaya devam ettim ve edeceğe de benziyorum...

Koskoca yalandan ibaret dünyalarında gerçek yüzlerini gayet iyi gördüğüm insanlarla nefes alıp verirken vaz geçemediğim alışkanlıklarımla yalnız olduğunu bildiğim çoğulların varlığıyla yaşam buldu attığım her adım.

Sayıca azdık onlara göre, yok olmaya da mahkumduk. Belki de yok olduk farklı bir biçimde, ama biz bizeyken nelerin bizlere gülümsediğini, elimizden tuttuğunu , nefes verdiğini anlayamayacak çoğunluğun içinde ölü olmaya, deli olmaya, onların tanımlamaları neyse "kabul" diyorum.

Çoğul yalnızlığımın varsıllığı; görebilecek gözler, duyabilecek kulaklar içindir.....


sanem uçar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır