“Müziğin geçmişini nereye kadar götürebiliriz ? “diye sorduğumuzda verilecek cevaplar muhteliftir...
Büyük patlamaya kadar götürenler olmuştur çoğunlukla...
Çok ta yanlış sayılmaz, öyle ya müzik olgusunun içinde var olan üç temel taşlardan biri değilmidir “ritim?” O büyük patlama esnasında oluşan titreşimler kimbilir etrafa nasıl bir ritm yaymıştır...
Aynı zamanda yine bu temel taşlardan bir tanesi olan “melodi “oluşmamış olsa bile tüm evreni kaplayan büyük bir ses yankılanmamışmıdır acaba ?
Ve son önemli taşlardan” armoni”, farklı frekanstaki tınıların aynı anda yankılanmasıyla, oluşmuş olabilir mi?
Çok yanlış bir düşünüş değil gördüğünüz gibi, " Müzik" geçmişini ta büyük patlamaya kadar götürebilir.Uzun bir serüven kabul edersek...
Ama müzikologlar bunu kabul etmez. Rağbet etmez bu düşünceye.Onlara göre bu müziğin anlamının daraltılmasıyla doğru orantılıdır.
Bazı müzikologlar insanın konuşma sesinden başka bir sesi daha olduğunu keşfettikleri an a taşır geçmişini...
Büyüleyici bir an olması gerekir bunun da.
En doğal çalgı olarak insan sesini kabul edersek konuşmaya benzer kelimelerin dışında ortaya çıkan seslerin farklılığı karşısında ne hissetmiştir atalarımız?
Etrafında olup biteni anlamamanın şaşkınlığında doğayı taklit etmekle başlayan bir serüvendir bu.
Müziği içine alan tüm özellikler evrenin oluşmasıyla var olmasına rağmen müziğin geçmişini o kadar eskiye götürmek yanıltıcı olabilir.
İnsanlar etrafında olup bitenleri anlayamayıp, korkuları nedeniyle çalgılara benzer olguları yaratırken müzik mi yapıyorlardı?
Yaratılan bugün dahi benzerlerini kullandığımız vurmalı çalgıları, üflemeli çalgıları müziğin içinde ele alabilmek için o insanların içlerinde olup biten düşünceleri, duyguları aktarmak amacıyla kullanmalarıyla başlar müzik..
Bu şekilde düşünen müzikologlarda var.
Sanırım bu anlamda doğru yanıtı pek bulacağa benzemiyoruz. Benim için var olduğu tarih pekte önemli bir yer tutmuyor. Ben müziğin daima bir araç olarak kullanılmasının şaşkınlığında ve kabul edilmezliğindeyim.
İlk çağ insanı korkularını yenmek, kötü ruhları çevresinden uzaklaştırabilmek için ortaya çıkarttığı tüm nesneler müzik çalgılarına benzer özellikler gösterse de işin öte yanında daima bir amaç için araç olarak kullanılması gerçeğini yok etmiyor .
Duygu ve düşüncenin olduğu her yerde kuşkusuz bir şekilde araç olarak kullanılacaktır ama sadece insana ait doğru , güzel duyguların ve düşüncelerin aktarımının aracı değil müzik ne yazık ki...
Kulağımıza müzik olarak gelen her notanın doğada bir karşılığı var. Çünkü ses titreşimler halinde yansıyarak kulağımıza gelirken bir saniyedeki titreşim sayısının farklılığıyla farklı seslere dönüşürken ezgi şeklinde bizlere güzel duygular yaşatan müzik doğadaki saf haliyle çok masumdur.
Onu yargılayamaz, mahkum edemeyiz.
Örneğin dünyanın dönme esnasında çıkardığı ses "si" sesi saniyede bilmem kaç kere titreşerek kulağımıza geldiğinde onu yasaklamak gibi düşünce aklımızın ucundan geçmez.
Ama aynı sesi bir şarkıda kullanırken bazen o şarkıyı yasaklı hale getirmedik mi?
Doğadaki haliyle son derece masum olan onlarca ses şarkı olarak onlara yüklediğimiz anlamlar yüzünden yasaklanmadı mı?
Ara sesleri düşünmezsek toplam sekiz tane ses e karşı savaş açılmadı mı yıllardır?
Ve nihayet insanlık müziğin siyasal gücünü keşfettiğinde işler iyice çığrından çıktı aslına bakarsanız.
Tarihin her döneminde bir araç olarak kullanılan müzik hiç olmadığı kadar daha fazla bir araç olarak kullanılarak basit bir meta haline dönüştürülmüştür.
Nietzsche, Marks,Freud gibi dehalar neden müzikle bu kadar yakından ilgilendiler dersiniz?
"Bir ülkenin nasıl yönetildiğini anlamak istiyorsanız müziğini dinleyin"derken Konfiçyus neyi vurgulamak istiyordu acaba?
Günümüzdeki algılayışı belkide en iyi anlatan Marks ın düşüncesi oluyor sanırım;
"Müzik gerçeğin aynasıdır"
Günümüzün müziğini sevememe nedenim de bu.....
sanem uçar
Gerçekten çok yerinde cümleler...
YanıtlaSilFransız gazeteci yazar ın vazı cümlelerini izin verirseniz buraya eklemek istiyorum;
"Müzik her türlü etkinliği yansıtan, tanımlayan, kaydeden ve çarpıtan bir ayna oyunudur. Karşılıklı aynaların görünen gerçeği umulmadık biçimde kırdığı, geleceğin gerçeğini yansıttığı, bazen de bir boşluk girdabına dönüştürdüğü bir görüngüdür.
Müzik dinlemek demek tüm gürültüleri dinlemek ve gücün üzerinizdeki sahipliğini ve kontrolünü fark etmek demektir -ki bu da temelde politik bir varlığın işaretidir! O varlık da, yani müziğin politik gücü, bir toplumu yaratmada veya organize etmede kullanılabilecek bir alettir. Demek ki, günümüzdeki güç sahipleri toplumları üzerindeki kudretlerini yaşatmak için gürültünün gücünü kullanıyorlardır veya kullanmak zorundadırlar -tıpkı ormanda egemen olduğu alanı sesiyle kontrol eden kuşlar, hayvanlar gibi...”
Jacques Attali
Çok teşekkürler sayın titus, tam yerinde bir alıntı oldu.
YanıtlaSilBu yazıyı biliyorum, çok doğru cümleler var orada.
Bir kaç tanede ben alıntılayayım;
""Binlerce yıldır dünyayı gözle anlamaya çalışıyoruz; oysa dünya ancak kulakla anlaşılabilir. Bilim dünyası her şeyi bıkıp usanmadan gözleyerek, ölçerek, toplayıp çıkararak ve anlam denen şeyi iğdiş ederek anlamlandırdı. Fakat yaşamın gürültü ve sesle dopdolu olduğunu, sessizliğin sadece ölüm denen şeyde varlığını sürdürebileceğini unuttu. Çalışma hayatının gürültüsü, insanların gürültüsü, hayvanların gürültüsü... Alınan, satılan ve yasaklanan hep gürültü ve ses oldu... Sessizlikteyse önemli hiçbir şey olmadı."
"Gürültüye benzettiğim müzik sadece bir kültürün yansıması değil, değişimin tetikleyicisi ve gelecekteki biçim ve şekilleri tahmin etmemize olanak tanıyan soyut bir varlıktır. Ayrıca, Batı’daki 2.500 yıllık sosyal evrimin geçtiği ve geçeceği yolu yordamı belirleyen yaygın köklere sahip bir öncü güçtür."
"Oysa unutulmamalıdır ki özündeki farklılıkları sistemleştirip organize edemeyen toplumlar ayakta kalamazlar. Kapitalizmin kendi kendisini yok edecek silah yaşamı sağırlaştıran “çağdaş gürültü”deki çelişkide saklıdır. Farklı notalardan oluşan bir ses sistemi, farklı sesleri yok eden tekdüze bir tekrarlar sistemine dönüşmüştür. Artık toplumu yönlendiren ve değiştiren şey ekonomik altyapı değil, notaların içine gizlenmiş gürültü, yani tekdüze müziktir."
Bana göre en anlamlı cümlede şu;
"Fakat ayrıca tüm mutasyonların ilk ortaya çıktığı ve sessizliğin gizlendiği yerdir. Michael Serres de şöyle der: Gözlerinizi kapadığınızda soyutlamanın gücünü yitirirsiniz!"