2 Ağustos 2010 Pazartesi

Bir Festivalin Ardından




Bir kaç gündür Foça da Rock Tatili adı altında rock müzik konserleriyle dolu bir festivali an be an izleme olanağı buldum.

Öncelikle bu festivale Rock adının verilmesine karşı olduğumu söylemeliyim. Aslına bakacak olursanız bu karşı oluşum sayfalar dolusu sürebilecek cümlelerimi beraberinde getirir ama yine de sadece rock felsefesinden yola çıkan düşünce sistemim ve rock müziğin en önemli zamanlarında gençliğini yaşamış biri olarak etrafa yayılan tınıların rock olmadığını söyleyerek bana karşı çıkacakları az çok tahmin edip düşüncemde direneceğim.

Rock 20. yüzyılın en önemli müzik olgularından biridir aslına bakacak olursanız. Onu salt bir müzik olarak ele almak son derece yanlış bir yaklaşımdır. Öncelikle bir felsefesi ve bir duruşu vardır.

İşte bu felsefe ve duruş olmadan hemen herşeye rock adını vermek sosyolojik bir tanımlama olarak yanlıştır öncelikle.

Rock geçmişini blues müziğinden alır. Blues iyi bir şekilde bilinmeden Rock ı anlamak bana göre eksik bir yaklaşım olur.

Siyahların beyazlar tarafından gördüğü zülmü bir şekilde ret etmek ve bunu oluşturan nedenleri sorgulamak adına ortaya çıkmış olan blues müziğin özünde bir haykırış vardır. Bir karşı koyuş vardır.

Blues ve jazz müziği bir şekilde dünya üzerinde yerini alırken ve yaygınlaşırken 60 lı yıllar da İngiltere kökenli müzisyenlerin bu müziklerden yararlanarak daha farklı çalgıları da kullanılmasıyla ortaya çıkan Rock müzik bir anda dünyanın hemen her yerinde kullanılan bir müzik türü haline geldi.

Rock müziğin kökeninde de bir isyan vardır. Özellikle o dönemlerde dünyada olup biten ve salt siyahlara karşı değil, beyazları da içine alan ,sisteme karşı duruş olarak çıkan Rock müzik, blues un da ötesine geçerek tamamiyle bir isyan ve kendini ifade etme müziği olarak önemlidir.

Rock müziğin müziksel özelliklerinden şu anda söz etmek istemiyorum. Öncelikle melodilerinin ötesine geçen bu kendini ifade ediş biçimi ve eleştirme hatta sorgulama yönü Rock müziğin en önemli özelliğidir.

Vietnam savaşının anlamsızlığında Amerika nın dayattığı politikalara karşı bir duruşu da olan politik yapıyı da içinde barındıran bir müzik türüdür.

Tüm dünya da savaşları, insanların her yönüyle yok edilişlerini, müzik yoluyla ortaya koyma biçimidir Rock...

Doğal olarak bu özelliğini bilen biri için bugün yapılmakta olan müziklerin içeriğine baktığımızda bu yapıdan eser kalmadığını görmek , rock müziğin evrensel bir yapıyı içinde barındıran özelliklerinden mahrum bir şekilde ortaya dağılan tınılara Rock diyemeyenlerdenim...

Kabul etmek gerekir ki her dönem kendi nesnel koşullarına uygun olarak müzik türü geliştirir.

Rock müziğin gerek felsefesiyle gerekse tüm özellikleriyle yoğun olarak yaşandığı 60-70 li yıllar ister istemez 80 li yılların başında değişen nesnel koşullarla birlikte aynı olamayacaktır. 2010 yılında ise asla olamayacaktır bu sosyolojik olarak olanaksızdır.

Rock müziğin ortaya çıktığı yıllarda olmasa da onun altın çağı sayılabilecek 70 li yıllarda çocuk ve genç arası bir yaşta olmak bizleri biraz şanslı kılıyor.

Çağımızın özellikleriyle şimdi oluşturulmaya çalışılan gençlikten de bir hayli farklı düşünce yapımızla bizlerin dinledikleri ve davranışları ister istemez farklılıklarla gün gibi ortada.

Düşünmeyen, irdelemeyen, sorgulamayan bir gençliğin daha doğrusu bu hale getirilen gençliğin şu anda dinledikleri müziğinde öncelikle rock müzik felsefesine aykırı olduğunu kolaylıkla söyleyebilirim.

21. yüzyılın insanına uygun olarak birey olmadan bireyci olması planlanan gençliğin ve doğal olarak insanların, bu koşullarda müzik değil, geçici bir sürede alınan hazların ötesinde bir şey bulunamaz.

İşte beş gün süren Foça daki Rock Tatili adındaki sözüm ona rock festivali genel anlamda koca bir gürültü ve hiçlikten başka bir şey değildi.

Aralara sıkışmış bazı müzisyenler anlamakta zorlandığım ama ne yazık ki artık bir müzik türü haline gelmiş olan Anadolu Rock tarzındaki müzik ve müzisyenlerle yenilikçi değildi.Yıllardan beri dinlediğimiz aynı tınılar aynı biçim ve ritimde etrafta yankılandı.

Özellikle Amerikalı hard rock grubu W.A.S.P. sevenlerine ve onu yeni tanıyanların kulaklarına güzel tınılar yerleştirdi.

Rock müzikle hiç bir alakası olmayan etnik müziği içine alan müzisyenlerin tınılarıyla müzik adına güzel tınılar yayılmadı değil.

Kendini gerçekte ifade etmekten yoksun, özgürlük ve serbestliği birbirine karıştıran ve aynı gibi algılayan gençlerin kapitalizmin ne denli başarılı olduğunu davranışlarında, giysilerinde görebilirken umuda ait yolculuğumuzun rafa kaldırıldığı, onlar için çok önemli dünya için son derece önemsiz anların yaşandığı beş gün oldu sadece.

Geride kalanlar kirletilmiş bir deniz, kirletilmiş bir çevre, alkol sınırının tavan yaptığı ve bizlerin yüreklerinde hafif bir sızı oldu bu festival...

Tüm bunları yazarken gençler açısından son derece güzel geçmiş olabileceğini de düşünüyorum. Ülkenin hemen her yerinden rock müzik olmasa da müzik adına kendilerine göre önemsedikleri değer verdikleri kişileri yada grupları canlı olarak seyretmek son derece önemlidir.Onlarla birlikte şarkıları haykırmak hiç yabana atılacak şeyler değildir elbette.

Kendi dünyalarında özgürlük adına yaptıklarına inandıkları yolculuk her şeye rağmen önemli bir olay olarak anı hanelerine yazılacaktır.

Foçanın güzel doğasında güneş ve denizle birlikte yapılan hoş bir tatil aslına bakacak olursanız.

Birlikte yada tek başına iş yapabilme becerisi kazandırmak müzik eğitiminin okullardaki amaçlarının başında gelir. Eğitim aynı zamanda bir süreç işi de olduğundan eğitimin okul dışına çıkarak alanlara yayılmış olması aslında biz müzik öğretmenlerinin savunacağı olgulardan biridir.

Yaşamı salt bir eylence gibi algılamayıp eğlenirken öğrenmek , bütünleştirici olmak olması gerekenlerden olmasına rağmen ne yazık ki gençlerimize bu özellikleri kazandıramayan bir sistemin içinde yer almak ister istemez ikileme sokuyor zaman zaman beni.

Ve müzik te ne yazık ki bu sistem içersinde en fazla kulllanılan olgulardan bir tanesi oluyor. Müzik yoluyla düşüncede, davranışta değişikliğe neden olmak ne yazık ki artık kapitalizmin isteği doğrultusunda yol alması gençlerimizin fark edemeyeceği ancak bizlerin fark ettiği " bu yetişkinleri de anlayamıyorum, ne güzel eylendik, harikaydık..." düşüncesiyle son bulduğundan eminim.

Son bir not;

Sözbirliği etmişcesine gençlerimizde hakim renk siyahtı, bol ve bermuda tarzı şortlar, dövmeler, kafalara kondurulmuş bandanalar yada şapkalar, rastalar, erkeklerde uzun saçlar la tek tipteydiler:)

Yaklaşık 15 bin kişinin katıldığı bu festival geçen seneyle karşılaştırıldığında beklenen sayıya ulaşılmaması nedeniyle sakin geçen bir festival oldu, yani ekmek sıkıntısı çekmedik:)




sanem uçar

1 yorum:

  1. İşte bana göre de son derece doğru bir yorum.

    Bende yazıyı okurken aynı düşüncelere kapıldım, keşke bir çok şey değişebilse, hiç bir şekilde büyüklüğe kapılmadan, tam tersine daima mütevazi cümlelerle bu ülkeye ait gerçekleri, kendine ait duygu ve düşünceleri böylesine içten ortaya koyabilmek farklı bir yetenek.

    Bu sebeple bu blog gerçekten bir çok anlamda farklı bir yer oluşturuyor benim için.

    Bir kez daha teşekkürler Sanem

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır