11 Eylül 2011 Pazar

Unutulmak istenen gün



Photo; Sanem Uçar

Bazı günlerin çarşaf çarşaf ortaya dökülmesinden yana değilim.

Gerçi bilirim unutmak olanaksızdır, ama unutmayı arzulamak ise her zaman mümkün ve kişisel bir seçim.

İşte bu kişisel seçimlerimden biridir 12 eylül.

En güzel aylardan birine sürülmüş kara bir lekedir 12 eylül.

Doğanın en güzel renklerinin senfonisinin arasında iğrenç bir renktir 12 eylül.

Dünyadaki hiç bir ressamın tuvaline aktaramayacağı bir renk, hiç bir müzisyenin notalarında yansıtamayacağı bir ses, hiç bir edebiyatçının dizelerinde yada satırlarında aktaramayacağı bir acı, yaşayanların bir kez daha izlemeye bile tahammülü olmayan görüntülere gözlerini kapatma günüdür 12 eylül.

Bir gün geçip, günler 13 eylülü gösterdiğinde hiç bir şey olmamış gibi yaşamlarına devam etmek zorunda kalan insanları hiç anlamayarak daima yarım bir tebessümle yaşamaya mahkum olmak demektir 12 eylül.

Unutmayı istediğim ama asla unutamadığım, bir gün öncesinden karabasanların bastığı bugünde beylik tüm sözcüklerin ne kadar güdük olduğunu çok iyi biliyorum. Ne garip Manuel Barrueco'nun, o müthiş tekniğiyle Bach Partitalarını dinlerken huzur bulmak...

Gerisi hikaye!



sanem uçar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır