22 Ocak 2012 Pazar

Jazz Sever misiniz?



Kesinlikle geçmişine gidip nedir ne değildir şeklinde açıklamalı bir yazı yazmamaya kararlıyım. Kuşkusuz bu da yapılmalıdır, uygun bir zamanda bunu yaparım en azından internet ortamındaki birbirinin aynısı kopyala yapıştır tekniğiyle çoğalan yazılar arasından sıyrılıp gerçekten bu müziğe ilgi duyanlar için girebileceği bir kapı olması koşuluyla.

Çok sevdiğim bir arkadaşım vasıtasıyla şu anda 1967 yılında kaydedilmiş Jan Johansson'un Jazz Paa Ryska adlı albümünü dinlerken birden bire yazmaya karar verdim.

Jan Johansson 16 eylül 1931 yılında doğan ve 9 kasın 1968 yılında aramızdan ayrılan İsveçli jazz piyanisti. Onu önemli yapan Avrupa halk ezgilerini jazz formunda yorumlaması. Bir çok film ve televizyon dizisine de müzik yapan Jan Johansson'un gerçekten son derece naif ezgileriyle jazz oldukça farklı bir hale geliyor.

Jazz genelde ülkemiz de "cız" olarak algılandığından dinlenilen ve tercih edilen bir müzik tarzı değil. Jan Johansson'ın şu an dinlemekte olduğum albümü Rus halk müziğinden esintiler yansıtıyor. Bir kaç parçayı sizinle paylaşmayı isterim.

Ama önce bu albümü dinlerken ister istemez kendi ülkemin müziğini düşünmeden edemedim. Bu topraklar müzik açısından bereketlidir. Kaç kişi bunun farkındadır bilemiyorum. Özellikle Türk Halk Müziği yapısı gereği jazz olarak yorumlamaya çok yatkındır.

Bu anlamda çalışmalar yapan müzisyenlerimiz yok değil. İçlerinde başarılı olanlarda var kuşkusuz ama genele baktığımızda zaten jazz konusunda çok iyi olmadığımızdan sanırım kendi müziğimizi jazz formuyla yorumlayanların çoğu yorumlarını dinlediğimde gerçekten çok sevdiğim halk müziğinden yada sanat müziğinde nefret edecek duruma gelebiliyorum.

Ortalığa çıkıp; aman! ne olur dokunmayın müziğimize diye bağırmak geliyor.

Geneli karşıma alarak bu anlamda dinlediğim Jülide Özçelik son albümü gerçekten bu anlamda bir hayal kırıklığı oldu benim için. İyi bir sanatçı olduğu konusunda hiç kuşkum olmamasına rağmen bu albümde gerçekten rahatsız edici özellikler söz konusu. Kendisine eşlik eden sanatçıları kutlarım. Vokal ortadan kalktığında jazz dinlediğinizi anlayabiliyorsunuz ama vokal işin içine girdiğinde jazzdan tamamiyle uzaklaşılmış bir albüm olmuş. Ne yazık ki bazı halk ezgilerimizde jazz olarak yorumlanırken oldukça itici bir hal almış.

Jazz a ait özellikleri ve doğaçlamaları kesinlikle duymalıyım ama bunları duyarken kullanılan müzikte özelliğini yitirmemeli. Sanırım bu hem jazz hemde kullanacağın müziğin özelliklerini bilmekle doğru orantılı.

Bir örnek dinleyelim isterseniz, sizde benim gibi birbirinden farklı iki olgu gibi mi algılayacaksınız bilmiyorum.



Oysa müzik bir bütün olmalı. Çok bilindik bir Rus ezgisini dinleyelim şimdi de. Kelimelere ihtiyaç yok söz konusu müzik olduğunda, müzik anlatmak istediğim düşünceyi duymak isteyenler için anlatacaktır.






sanem uçar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır