28 Mart 2010 Pazar

Yapma Sanemmm!


Anlayamadığım çok şey vardır, anlayamadıklarım arasında insanların birbirlerini diğer ülke vatandaşlarıyla benzetme eylemi de vardır.

Örneğin; Türkler İtalyanlara benzer vs. gibi....

Açıkcası Türkler ile İtalyanlar arasında ben hiç bir benzerlik görmüyorum, görenler nasıl görüyor merak etmiyorda değilim hani...

Kuşkusuz geleneksel yapımızla özdeşleşen bazı benzerlikler vardır ama yine de insanlara ait davranış biçimlerinin nereye giderseniz gidin aynılık taşıdığına inanıyorum. Ufak tefek nüans farklılıkları olsa dahi hepimiz doğal olarak insana ait davranışları her yerde gösteriyoruz.

Hepimiz dünyaya bakış açılarımızda kulağımıza fısıldananların doğruluğuyla hareket ediyoruz.Daha farklı düşünenleri, algılayanları, farklı yaşayış biçimi seçenleri ret etme politikamız her yerde egemen.

Eğer benzer davranış biçimlerini gösteriyor, aynı düşünce biçimini benimsiyorsak kabullenmemiz çok daha kolay oluyor, ve bu aynılık söz konusu değilse bir o kadar hızlı şekilde ret etme eylemini yaşayabiliyoruz.

Angel, İspanya da yaşayan dostlarımdan biridir.Kendisi tiyatro öğretmeni olup, aynı zamanda ailesiyle birlikte eski İspanyol müzikleriyle ilgili özellikle troubadur tarzı müzikler yapar.

angel

Oldukça iyi olduklarını söyleyebilirim. Çünkü onları canlı dinleyebilme imkanım olmuştu İspanya yı ziyaret ettiğim bir zaman diliminde.

Angel ve ailesi , özellikle çocukları garip bir şekilde İstanbul hayranıdır. Hiç görmedikleri bu efsunlu kente ait garip bir tapınmaları vardır.

Onları ziyaret ettiğim yıl, çocukları özel olarak bir İstanbul şovu hazırlamışlardı benim için.İstanbul a ait bilgileri toparlamışlar, fotoğraflar kesmişler bunları bir kartona yapıştırmışlar vs. vs...

Ben de bu İstanbul tutkularını bildiğimden İstanbul a ait bir çok irili ufaklı hediye götürmekle beraber en fazla İstanbul a ait kartpostallar ilgilerini çekmişti.

Konukseverlik açısından Türkleri aratmayan bir misafirperverliğe sahiptiler.Rahat etmem için ellerinden geleni yapmışlardı, orada kalacağım zaman içersinde bana özel bir oda ayırmışlar, Türklere ait özellikleri bildiklerinden yiyeceklere özen göstermişler, kendimi yabancı hissetmemem için ne gerekiyorsa yapmışlardı.

Evlerine geldiğimde geç sayılabilecek bir zamandı ve Angel ın eşi aç olup olmadığımı sordu.

Bizim de kimseyi rahatsız etmemek gibi bir alışkanlığımız vardır ,daha doğrusu söz konusu yemek olduğu zaman anlamsız bir ısrarımız vardır ya, bende bu iki duyguyla "hayır" yanıtını verdiğim için eşi hiç ısrarcı olmamış ve o geceyi aç geçirmiştim:)

Yaşları 8-9 arasında değişen bu iki İspanyol çocuk istanbul ile ilgili gösterilerini bitirdikten sonra odalarına çekildiler ve biz Angel ve eşiyle başbaşa kaldık ve doğal olarak İstanbul u konuşmaya devam ettik.

Konu konuyu açıyordu ve Angel bana İstanbul un nüfusunu sordu.

Sayılarla hiç bir zaman arası iyi olmayan ben için cevap hazırdı.Benim için "bin" den sonrası anlamsızdır.Hadi milyon u da anlayabiliyorum ama milyar çok uzak bir olgu benim için.

Ben de cevap olarak İstanbul u nüfusu 15 milyar deyiverdim.

Angel ın gözleri açıldı ve;

"Yapma Sanemmmm" deyiverdi.

Hala yaptığım hatayı anlamayan ben için Angel ın bu davranışı bayağı kırıcıydı. Ne yani yalan mı söylüyordum?

Çok samimi söylüyorum oldukça içerlemiştim, inanılmamış olmaya...

İstanbul a döndüğümde dostlarımla bu anıyı paylaşırken farkına varmıştım ki bayağı büyük bir hata yapmışım.

Eşiyle birlikte çalıştığı için çoğu zaman İspanya gezimi onların hazırladığı bir plan doğrultusunda tek başıma yaptım.

Her gittiğim ülkede , o ülkeye ait çalgıları almak gibi bir alışkanlığım olduğundan "kastanyet " aldığım gün eve dönüşte büyük bir heyecan içindeydim. Aklımda Angel ın bu çalgıyı bana öğreteceği ve beraberce müzik yapacağımız gibi bir düşünceyle heyecanla eve dönüp kastanyetleri gösterdiğimde Angel yine;

"Yapma Sanemmmm!" dedi bana.

Hemen arkasından devam etti;

"Bu bana ait bir kültür değil. Bu benim kültürümü yozlaştıran bir kültürün çalgısı...."

Angel, Katalon du.

Garip bir duyguya kapıldığımı itiraf edeyim. Yani bu anlamda biz Türk lere biraz haksızlık yapılıyor. Benzer davranışları kendi ülkemiz de ne yazık ki biz de gösteriyoruz ve bunu yaptığımız içinde azarlanıyoruz bildiğiniz gibi.

Oysa tek doğru olmalı ve bu doğru tüm insanları kapsamalı.

Aynı günün gecesinde ispanya nın ünlü ressamları konuşulurken büyük bir gaflet, hatta delalet içinde bulunup S.Dali yi sevdiğimi söylemiştim. Ve yine aynı tepkiyi almıştım:

"Yapma Sanemmmm"

ama bu sefer "neden?" diye sorma cesareti gösterdim, cevap ilginçti.

"Çünkü o bir faşist...."

Peki Picasso diye direnmiştim, cevap gelmişti ardından.

"Aaa bak o büyük bir sanatçıdır. Tüm dünya faşist bir anlayışla Almanlar tarafından çiğnenirken, o eserleriyle faşistlere en güzel yanıtı vermiştir."

Tabii Angel a; iyi hoş ta, kadınlara en büyük darbeyi bu çok aydın, ilerici, faşist olmayan ressamınız yaptı, onları kelimenin tam anlamıyla cinsel bir obje olarak gördü demedim. Çünkü bazen doğruları söylemenin anlamı yoktur, işe yaramaz. İnsan kalıplaştırdığı kendi doğrularıyla o denli haklıdır ki, farklı bir düşünce sunmak zaman kaybıdır.

Ama İspanya güzeldi. Özellikle Barselona çok hoş bir kentti. Tarihi dokusu, bulunduğu coğrafi konum gerçekten görülmesi gereken şehirlerden biri yapıyordu bu kenti.

Hemen her sokakta müzik vardı. Şehrin bir çok yerine kurulan standlarda orkestralar çeşitli müzikler yapıyordu ve halk ayakta büyük bir coşku içersinde izliyordu bu grup yada orkestraları.

barselona

Yine Barselona sokaklarında dolanırken bir müzik markete çok sevdiğim fado ile ilgili CD leri bulabilmek amacıyla girmiştim.Gerçekten bir hazineydi ve dünyanın en mutlu insanlarından biriydim elimi uzattığım ve kavradığım her CD ile.

Aldığım CD lerle eve geldiğimde tabikii büyük bir keyifle Angel ile paylaştım aldıklarımı ve aynı cümle tekrarlandı:

"Yapma Sanemmm"

O bir gözyaşı müziğidir....

Evet farklı bakış açısıyla doğru olduğuna inandığım bir cümle söylemişti Angel;

Fado bir gözyaşı müziğidir.

Anlamsız bir gözyaşı değildir ama.İnsanın ta ruhunun derinliklerinden gelen bir duygunun ifade ediliş biçimidir ve son derece güzel bir duygunun ifade edilişidir aynı zamanda.

Mekanik bir yaratık haline gelmek istemiyorum demiştim Angel a.

İnsana ait duyguların yitirilmesi, sevdiklerimizi kaybettiğimiz de kaybetmiş olduğumuzu bilmemize rağmen, ona duyduğumuz sevgiyle birlikte hiç içimizden yok olmayan özlem gibi hasret gibi duyguların bizleri var ettiğini unuttuğumuz anda insan olmaktan çıkarız.

Göz yaşlarının anlattığı bir çok şey vardır, bazen kelimelere bile dökmeden tek bir damlayla ifade ettiğimiz.

Ve o gözyaşları bir ağıt olup, söze, müziğe dönüştüğünde insanlığın ortak bir dili olduğunda etrafa yayılan tınıyı hissedemeyen yüreklere acıyabilirim sadece.

Dünyanın neresine gidersek gidelim ortak paydamız ağıtlardır.

Düşünce boyutunda söylenebilecek bir çok şey var fado için. Müzik açısından baktığımızda ise gerçekten özellikle son zamanlarda fado da cesur yüreklerin katkılarıyla öylesine güzel şeyler yapılıyor ki…

Bunlardan biri Maria Ana Bobone..

Her albümünde oldukça değişik bir yapı olmasına rağmen Nome de Mar adlı albümünde özellikle a-capella olarak seslendirilen parça insanı olmak istediği yere götürebilen bir güce sahip.

Ret ederken yitirdiğimiz öyle çok şey vardır ki, sevgili Angel kulakların çınlasın diyorum:)

sanem uçar

3 yorum:

  1. Hoş bir anı...

    Hatta hoş bir anının ötesinde son derece doğru noktaları gösteren, ve bunu yaparken düşündüren, gülümseten mükemmel bir yazı.

    Ardından gelen müzikle öylesine güzel bir bütünlük sağlanmış ki, size teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Canım Sanem'ciğim,
    Seni okumaya doyamıyorum,O çok lezzetli sohbetlerine doyamadığım gibi...Seni şahsen tanımayanlar bilmezler senin aynen yazdığın gibi akıcı ve kusursuz konuştuğunu.Yazdığın her yazıda bilgi dağarcığım genişliyor ve senin gibi gerçek bir entellektüel bir dostum olduğu için çok ayrıcalıklı hissediyorum.Tam şu anda müzik kutusunu açtım ve başka bir yerde kolay kolay bulamayacağım şahane müzikleri dinliyorum.Bu benim için ne demek bilirsin .Seni gururla ve merakla takip ediyorum sevgili arkadaşım.Handan.

    YanıtlaSil
  3. Atasözlerimizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldun böylelikle sevgili Handan:)

    "Kuzguna yavrusu şahin gözükürmüş"

    Seni çok seviyorum:)

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır