11 Aralık 2010 Cumartesi

Şükran Moral ve Maurizio Cattelan



Şükran Moral bir çok yönüyle üzerinde durulması gereken sanatçılardan. Hiç alışık olmadığımız bir tarz da düşünce ve duygularını anlatmak için seçtiği yöntem her zaman kabulde zorlanılan olgulardan olmuştur. Seçtiği konularda öyle sıradan konular değildir.

Kadın, şiddet,cinsellik gibi toplumsal konularda ses getiren bir çok sanat eserine imza atarken tabuları yıkmak gibi bir amacı da her zaman taşıyanlardan. Doğal olarak yaptıkları her zaman sarsıcı olmuştur.

İnsanları sarsmak ve şaşırtmak gibi bir düşünceyi hep taşıdığından bu anlamda başarılı olduğu düşünülebilir.

İtalya da yaşarken çıplak bir şekilde çarmıha gerilmiş İsa fotoğrafı katoliklerin pek hoşuna gitmese de özellikle feminist gösterilerde bu fotoğraf en fazla kullanılan fotoğraflardandır.



Bir jinekolg masasına uzanarak bacaklarının arasına koyduğu ekrandan akan çeşitli karelerle kadınlara verilen ve benimsenen görevleri sanatçının deyimiyle konuşan vajinadan ret eden sorgulayan mantığı hiç yabana atılacak bir şey değildir.



Tabii bu yetmedi Şükran Moral a. Erkekler hamamına kadınlarla birlikte dalınca yaşanan şaşkınlığı çok kolaylıkla algılayabilirsiniz.

Buna benzer bir çok çalışması var Moral ın. Erkeklerin çok rahatlıkla cinsel dürtülerinin peşinden gitme özgürlüğü varken, kadınların, farklı cinsel tercihi olanların özgürlüklerini bir şekilde ortaya koymaya çalışan gerçekten marjinal gösteriler ve çalışmalardır yaptığı.

Son gösterisi Amemus adlı performansını da Casa Dell Arte de geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Performans öncesi yapacağı gösteriyle ilgili olarak ser verip sır vermeyen Moral, performansının sergilendiği gece seçilmiş izleyicilere oldukça şaşırtıcı bir gösteri sunduğunu öğrenmiş olduk.

20 dakika boyunca kadın bir partnerle sevişen sanatçı; cinselliğin, mahremiyetin ve müstehcenliğin bilinen tanımlarına tamamiyle aykırı bir biçimde cinselliğin içinde aynı zamanda azınlıkların kimliğini de vurgulamak adına lezbiyen bir ilişkiyi kullandığını söylüyor.

İnsanların ülkemizde büyük cinsel tabular içinde ezildiğini ve bu cinsel tabular yüzünden bir sürü anlamsız dizi filmlerine ve filmlerin ahlaksızlıklarına tapındığını vurgulayarak erotizmi bir silah olarak kullandığını belirtiyor.

Performansıyla ilgili düşünceleri şöyle sanatçının;

"Buz oldu etraf. Herkes ne güzel, harika ve rahatlamış değildi. Halbuki açılışlarda ne olur? Öpüşülür, gülünür, içilir. Kutlarım’lar... Bir buz. Herkes tırıs tırıs gitti. Bu büyük bir şok. İstediğim bu. Gerçek bir şok onlarınki. Gerçek bir hayat benimki. Performansın kendisini yaptım. Hayat! Galerideki tül perdenin arkasında sanat vardı. İzleyicinin bakışı sanat. Bütün o kurgu, bir galeriyi erotik hale çevirmek sanat. O ışıklarla kendisini erotize etmek bir sanat. İkimiz sanki yatak odasında gibi. İnsanları rahatsız eden de bu oldu zaten. Çok tutkulu sevişmemiz..."

Bütün bu söylemlerden sonra en azından sanatçının kendisi için bir başarı söz konusu.

İster istemez bu olup biteni yazılı basından yada internetten okurken benim aklıma Şükran Moral dışında yine son derece aykırı başka bir sanatçı geliveriyor.

Maurizio Cattelan...



İtalya da 1960 yılında dünyaya gelen bu sanatçı hiç bir sanat eğitimi almamış olmasına rağmen bugün bir çok anlamda dünyada sayılı sanatçıların arasında yer alıyor.

Kendisi yaşamını sürdürmek amacıyla aşçılık, hastabakıcılık, postacılık ve hatta cenaze levazımatçılığı bile yapmış bir sanatçı.

Son derece espirili bir bakış açısı da olduğundan kendi deyimiyle "çalışmadan yaşayabilmek amacıyla" sanata yönelir ve sanatsal yanı daha ağır basan mobilyalar üretmeye başlar. Ve bu yaptıkları eserler mimar ve tasarımcı Ettore Sottsass'ın dikkatini çekince kendini sanat dünyasının içinde bulur.

1991 yılı Cattelan ın dönüm noktası olan bir yıl. Bu tarihte Bolonga Modern sanat Galerisinde ilk kişisel sergisini gerçekleştirdi. Ülkesinde ve dünyada var olan faşizmi , yabancılara karşı var olan düşmanca yaklaşımı protesto etmeyi de düşünerek devasa bir langırt masası tasarlamıştı.Bu masanın etrafında çalışmak için gelen göçmenler varken diğer tarafta onların ülkesinde olmasını istemeyen düşünce yapısını vurgulamak adına üzerinde "defol" yazan formaları giyen beyaz İtalyanlar vardı.





Irkçılığa karşı bir duruş sunarken futbolla kendilerinden geçen ve bu anlamda ülkelerindeki yabancılara ses çıkartmayan iki yüzlüğüde ortaya koyan bir mantığı içeriyordu o devasa langırt masası.

Bu gösterisinden sonra hızla uluslararası bir ün kazandı ve şaşırtıcı heykellerine ve performans gösterilerine devam etti.

Yaptığı her heykel ve gösteri sadece belli bir kesime hitap etmekle kalmadı toplumun neredeyse tamamına varan bir katılımla gerçeklerin tartışılmasına ve konuşulmasına sebep oldu.

Bu anlamda özellikle çocuk istismarına ve çocuğa yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla şehir parkında bir meşe ağacının dalına boyunlarından iple asılmış son derece gerçekçi bir şekilde yapılmış üç çocuk heykeli tüm toplumu rahatsız etti.



Şehir halkının isteği doğrultusunda heykeller dallardan indirildi. Bu gösteri süresince çocuklara karşı işlenen suçlar durmadı tabikii ama tüm bir şehrin kendisiyle yüzleşmesine de olanak tanıdı.

Bir çok değerli çalışmaları vardır sanatçının.

Amacım şu anda bu sanatçıyı tanıtmak değil.

Sanatçıların ürettikleriyle toplumun alacağı yolun ne olması gerektiği üzerinde düşünebilmek.

Kuşkusuz sanat, sanatçının kendisini ifade etme aracıdır öncelikle. Sanatçıların bu anlamda yapmak istedikleriyle topluma bir mesaj vermeye kararlı olmaları çok ince bir ayrıntıyı içinde barındırıyor. Böyle bir amaç taşımayanlara hiç bir şey söyleyemem, kendi seçimidir. Ama topluma bir mesaj vermeye kararlıysan bu anlamda başarının ölçüsü nerededir?

Çok kolaylıkla her türlü aykırılıklarımız, çılgınlıklarımız, marjinalliklerimiz kişisel bir masturbasyona dönüşebilir. Sanatçının büyüklüğü toplumda bıraktığı iz ile ve belkide rağmenlere rağmen başarılabilen değişikliklerle doğru orantılıdır.



sanem uçar

2 yorum:

  1. Çok iyi, ince bir ayrıntıyı ortaya koymuşsunsunuz. Tebrik ediyorum. Oyumu da, varsa böyle bir hakkım; Maurizio Cattelan na kullanıyorum

    Selahaddin Kem

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır