Sürrealizm gerçekten insanın aklını çelen bir akım. Her zaman bana gerçek anlamdaki özgürlüğü anımsatır. Sürrealizmin kurucularından Andre Breton un bu anlamdaki şu cümlesi önemlidir;
"Gerçeküstücülük, ister söz, ister yazı ile ya da başka bir yolla, düşüncenin gerçek işleyişini ortaya çıkarmak içim başvurulan, içinden geldiği gibi yazma yöntemidir. Bu, aklın denetimi olmaksızın (rüyada olduğu gibi) her türlü estetik ve ahlak kaygısı dışında düşüncenin yazılışıdır"
Sanatın her dalında sürrealist izleri görebilmek mümkün. Görsel sanatlarda sürrealist özellikler belkide bu gerçeküstü duygu ve düşünceleri ilk bakışta duyumsamamız için sanki bir adım daha ötede bizler için.
Marek Brzozowski 1952'de Bydgoszcz Polonya'da doğmuş bir sanatçı.Ülkesinde grafik tasarım alanında lisans ve lisansüstü derece ile 1976 yılında mezun olduktan sonra Gdansk Polonya Güzel Sanatlar Akademisinde okudu. 1978-1989 yılları arasında Yönetim Otoritesi işlevi akademisinde grafik tasarım ve tipografi dersleri verdi.
Aynı anda serbest tasarımcı illüstratör ressam ve sanat yönetmeni olarak çalıştı. Pek çok kişisel ve karma sergilere katıldı ve poster tasarımı karikatür illüstrasyon ve kurumsal kimlik logo tasarım dünya çapında yarışmalarda çeşitli ödüller kazandı.
Sanat Tasarım ve Architeture Bilkent Üniversitesi Fakültesi'nde grafik tasarım illüstrasyon ve tipografi dersleri verdi . Marek Brzozowski Ankara Türkiye de yaşamını sürdürüyor.
Marek Brzozowski nin eserlerini baktığım zaman gerçeküstücülüğün sevimli tarafını da görmekteyim. Genellikle ürkütücü özellikleri olan gerçeküstücülüğün bazı özellikleri sanki onunla çok daha sevimli bir hale dönüşebiliyor.
Onun cümleleriyle sanata bakış açısını vurgulamaya çalışayım;
"Amacım, beni kuşatan dünyada var olmayan olaylar, hayali yöreler ve keşfedilmemiş karakterleri yarı sürrealist bakışla göstermektir"
İşte öylesine güzel ortaya koyuyor ki eserleriyle duygu ve düşüncelerini, masalsı bir anlatımın içinde kendinizi kaybedebiliyorsunuz.
Türkiyede yaşadığı için bu ülkeye ait coğrafi ve tarihi özellikleri de eserlerine sürrealist bir bakış açısıyla aktardığından eserlerinde hiç yabancılık çekmiyorsunuz. Bize ait bir öykü son derece farklı bir masalla anlatılmış gibi hissediyorsunuz.
Sanatçının diğer eserlerine göz atmak isterseniz web sayfasını ziyaret etmenizi önereceğim;
Polonyalı bu usta sanatçının eserlerini kendi ulusundan başarılı bir müzisyenin sesiyle izlemek hiç te fena olmayacak diye düşünüyorum.
Grafiklere bakarken bazı şeyler dikkatimi çekti
YanıtlaSilsanırım Ankara o kadar soğuk ki Brzozowski ağaçlara çorap evlere eldiven ve şapka giydirmiş
bir de saat ve palyaço imgelerini çok kullanmış, bunun bizim toplumun mutsuzluğu ve zamanı verimsiz kullanmamıza bir atıf olabileceği aklıma geldi. Evlere tekerlek takması göçebe yanımızı-gökteki ayla da dinsel hayatımızı simgelemek istediğini düşündüm. Hepsinde ortak yön çok sevimli olmaları.. Bu arada video ve resimler herzamnki gibi eşsiz bütünleşmiş.. Eline sağlık Sanem..
Gerçekten çok güzel bir çalışma olmuş, sudaay a bende katılıyorum. Facebook ta kullandığın sana ait bir tanımlamayı burada tekrarlamak gerek.
YanıtlaSil"Sürrealizmin naif adamı".
Evet bende sevdim sürrealizmin bu naif adamını:)
YanıtlaSilBir bütün olarak tüm eserlerini incelediğimizde bir kaç simgesel özellikleri hep kullandığını görüyoruz.
Kendi düşsel yolculuğunda bunların bir anlamı kuşkusuz vardır, bende hissettirdiği anlamları sevdiğimden hoşuma gitti bu sanatçı. Çok zarif öncelikle, yaşadığımız dünyaya hiçte uyum sağlamayan çizgiler bunlar.Çizgileriyle, kullandığı semboller ile, ve tabikii son derece uygun renk seçimleriyle bir ışık oluşturuyor...
Ne şiirler hakkında konuşmayı severim, ne de resimler hakkında konuşmayı. Gördüklerimiz, duyduklarımız, ve bizlere hissettirdikleriyle ortaya çıkan sessizliği severim aslında.
Sessizliğin anlattığı şeyler çok daha derinliklidir.
Beğenilmesine sevindim