28 Ocak 2011 Cuma

Sevgili Mozart...



Piyano eğitimi almanın yaşamımın her döneminde bana çok kolaylık sağlayabildiğini söyleyebilirim. Öncelikle bağımsız olarak her iki elini de kolaylıkla kullanabilmenin keyfi bir başkadır. Üstelik sağ ve sol olarak farklı anahtarlarda yazılan notaları gördüğün anda deşifre edecek duruma gelmek görsel anlamda da seni o kadar farklı boyuta getirirki bir süre sonra gördüğün bir yazıyı neredeyse pragraf şeklinde okuma alışkanlığı kendiliğinden gelir çok hızlı bir okuma serüvenine dönüşür kazandığın bu alışkanlık.

Beynini bir çok anlamda bir çok komutla iş yapabilmeye odaklamak zorunda olduğundan , özellikle piyano pedallarını zamanında ve doğru olarak kullanma alışkanlığı senin reflekslerini de çok sağlam bir hale getirmiştir.

Piyano klavyesinin insan bilincinin işleyiş tarzına uygun bir yapısı vardır ve doğal olarak duygusal olarak gelişimi sağladığı gibi beynin mantıksal işleyişini de artıran bir yapı sergilemende etken olur.

İnsan bedenine ait her uvuz omuzdan başlayarak, kol, bilekler, parmaklar ve ayaklarla koordineli bir biçimde kullanma özelliği kişiyi estetik olarak geliştirdiği gibi karmaşık aktivite özelliği aynı anda bir kaç işi yapma yeeteneğiyle birleştiğinde çözüm yeteneğini kazandıran bir çalgıdır.

Kendimle ilgili olarak ehliyet almak gibi , araba kullanmak gibi çok uzakta gördüğüm bir olgu, arabanın sol tarafına oturduğum ilk anda Van sokaklarını dolaşma eylemine dönüştüğünde bu konuda beni eğitmekle görevli öğretmenim arabayı ilk kez kullandığıma asla inanmamıştı.

Piyano öğrenmeye başladığımda dinlediğim çoğu müzisyenler öğretmenim olarak yanıbaşımdaydı. Evet hepsinin kendine özgü tarzıyla seni piyano da her anlamda geliştirmek adına farklı bir görevi vardır.

Bach bu anlamda başöğretmendir ve çok sevecendir aslına bakarsanız.

Tüm besteciler ayrı bir konuda seni eğitmek için vardır sanki.

Sabırla bu eğitim sürecinden geçip Mozart a gelince işin çok kolay olacağını düşünürsünüz bir an.

Çünkü Mozart dinlediğinizde hemen her insanda son derece sevecen bir etki bırakır. Onun melodileri asla seni yoracak bir zorluğu içinde barındırmaz. Kolaylıkla mırıldanabilirsiniz. Sanki sürekli olarak sizinle beraber en yakın dosttur Mozart.

Bende bu duygularla Mozart çalmaya başladığımda işlerin kendi adıma çok kolay gideceğini düşünmüştüm.

Öğrenciliğimin tatlı kabusu olmuştur Mozart.

Ah sevgili Mozart!

O son derece naif ve çok kolaymış gibi gelen melodilerin ardında nasıl bir mükemmellik vardır ve o mükemmelliği yakalayabilmek sanıldığından çok daha zordur.

Gerçekten bu dünyaya gelmiş en büyük bestecidir. Hemen her bestecide belki eleştirilebilecek ufak tefek şeyler vardır ama kimse Mozart ın eserlerinde eleştirebilecek minicik bir yan bile bulamaz müzikal anlamda.

Mükemmelin ötesinde bir dehadır gerçekten.

Yaşadığı yaklaşık 35 yıllık bir yaşama 600 den fazla eser bırakan bir deha. Her eseri kendine özgü yapısıyla Klasik Dönemin en önemli yapıtları arasında yer alır.

Tüm eserlerini çok sevmekle birlikte gördüğüm piyano eğitiminin etkisiyle piyano eserleri benim için çok özeldir.

Özellikle re minör fantasia nasıl güzel bir eserdir.


Bir küçük motif böylesine olağanüstü hale ancak Mozart la gelebilir zaten. Parçanın ezgisel yapısı Mozart ın kimliğiyle öylesine güzel örtüşür ki. Duygusal bir tonda başlayan ezgi piyano tekniğinin en güzel arpejleriyle melodiye bağlandığında sanki size ait bir kederi anlatır gibi devam eder. Aynı ezgi bir çok defa tekrarlanmakla birlikte her tekrarın bağlanışındaki farklılık inanılmazdır.

Hemen arkasından Mozart a özgü şakacı tarafın da ortaya konulduğu muhteşem modülasyonlarla farklı bir alana girer gibi bambaşka duyguların aktarıldığı inanılmaz güzel bir eserdir benim için.

Sevgili Mozart ın doğum günüydü dün .

İyiki doğdun Mozart, diyebileceğimiz son söz bu hepimiz için.....


"Mozart ın Evi" Viyana da çektiğim bir fotoğraf...

Kubaba ya aldığımız bir albümüne ulaşmak isterseniz; tıklatın:)




sanem uçar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır