Günümüzde sanatı anlayabilmek hemen hemen her geçen gün biraz daha zorlanmakta.
Sanatçılar gerçekten kendi sınırlarını zorladıkları gibi, bizim de sınırlarımızı ister istemez zorlamaktadırlar.Sanatın her evresinde yeni bir olgu tepkiyle karşılanmıştır. Çünkü insanlar alıştıkları düzenin dışına çıkmayı genel olarak istemiyorlar sanırım.
Hala tartışılan isimlerden bir tanesi de 1945 Polonya doğumlu Gunther Von Hagens tir.
Aslında Gunther Von Hagens a sanatçı denilmeli midir? o da tartışılan olgulardan bir tanesidir.
Öncelikle Gunther Von Hagens bir bilim insanıdır.Sovyet istilasından korkarak beş yaşındayken Almanya ya kaçan Liebchen ailesi önce Berlin de kısa bir süre süren yaşamı 19 yaşına kadar Greiz de sürecektir.(Gunther Von Hagens , soyadını boşandığı ilk karısının soyadı olarak hala kullanmaktadır) Ve 19 yaşındayken bir yaralanma sonucunda hemofoli olduğu ortaya çıkınca altı ay hastanede tedavi görecek ve bu süre içersinde tıb a özel bir ilgi duyduğundan tıb eğitimi alacaktır.
1965 yılında Jena Üniversitesinde başlayan bu eğitim bir süre Gunther Von Hagens in sosyalizm ve komünizm üzerine çalışmalar yapıp aktif olarak eylemlere katılması sebebiyle iki yıl gibi bir süre hapishanede sekteye uğrayacaktır.
Ve Batı Almanya yönetimi 1970 yılında kefaletini ödeyerek serbest kalmasını sağladıktan sonra, eğitimine Lübeck te devam edecektir. Doktorasını ise 1975 yılında Heidelberg Üniversitesinde tamamlayıp bu üniversitenin Anatomi ve Patoloji Enstitüsünde bilim adamı olarak yaşantısına devam edecektir.
Halen New York Üniversitesinde konuk profösör olarak bilim çalışmalarına devam etmektedir.
Pekii bu kişiyi sanatın içine alıp almayacağımıza dair tartışmalar nelerdir ne gibi özelliği vardır?
İşte bu aşamada kafalar gerçekten oldukça karışmış durumdadır.
Gunther Von Hagens 1978 yılında bulduğu ve 1982 yılında patentini aldığı plastinasyon adlı bir teknik onu birden bire sanatın içinde görüp görmememizle ilgili tartışmaları başlattı.
Bu teknik sayesinde cesetlere verdiği formlar, şekiller cesetlerin çürümesini önlerken sanat adına heykel olarak karşımıza çıktı.Ve bu cesetler sanki her an canlanacaklarmış gibi hareket halindeki özellikleriyle karşımızdaydı.
Dans eden, satranç oynayan, spor yapan, müzik aleti çalan cesetler....
Size bir kaç örnek…
Nedir plastinasyon?
Bu teknik organik dokuların sıvı slikon polimer ile kaplanarak özelliklerini korur hale getirilmesi anlamına geliyor.
Vucut sıvıları yerine cesetlerin damarlarına slikon kauçuk yada polyester enjekte ediliyor ve damarlara silikon enjekte edilmesinden önce derisi yüzülmüş kadavra özel bir sıvının içinde bekletilerek bakteri ve mikroorganizmalardan korunması sağlanıyor.
Bu işlemler oldukça uzun bir süreyi kapsıyor. Ve istenilen duruma gelince cesetlere her türlü hareket verdirilebiliyor.
Ve böylelikle bu cesetler sanattaki ismiyle heykel adını kolaylıkla alabiliyor.
Bu çalışmalarını bağışlanmış cesetlerle yapmasına karşılık Çin de kadavra temini için plastinasyon yapan iki tesise sahip olduğu biliniyor.
Sanatçımız bunları sanat ve bilim adına yaptığını söylüyor. Kadavraların bilim adına kullanılması normalken bunların sanat adına kullanılmamasını ve etik olarak yanlış değerlendirilmesini ise gülümseyerek karşılıyor.
Kendisiyle yapılan bir röportajda;
Yaşamın içinde ölümün sıra dışı olduğunu, ama aslında ölümün normal bir şey olduğunu söylüyor ve yine ona göre ölümle yüzleşmemiz gerektiğini savunuyor ve bu çalışmaların buna hizmet ettiğini belirtiyor...
Tartışmalar devam edeceğe benziyor.
Bildiğim;
Gunther Von Hagens in bu çalışmalarının Paris ve Polonya da yasaklandığı ama özellikle Almanya, İsviçre, ve Amerika da büyük bir beğeniyle izlendiğidir...
sanem uçar
Sizden öğreneceğim çok şey var.
YanıtlaSilPaylaşımlarınız sürdükçe ders gibi okuyorum.
Umarım yazılı yapmazsınız!
Teşekkürler. Saygıyla...
bizler ne kadar unutmuş görünsensek te doğal hayatın bir parçasıyız-dünyaya gelirken çıplak doğuyoruz ve ölürken gene çıplak gidiyoruz..
YanıtlaSil...
Gunther Von Hagens'ın çalışmalarında belirgin bir irkiltici yan var aynı zamanda da çekicilik.. Ama hiç doğallık yok..Yaptığı şey doğamıza aykırı- bir tür doğaya meydan okuyuş-o yüzden bence isteyen kendisini plastik yaptırıp ölümsüz olsun ama Gunther Von Hagens bir sanatçı olarak değil sadece bir meslek erbabı olarak anılacaktır bence:)
Benim de merakla beklediğim bir yazı dizisi oldu bu. Ancak öyle bir kişiyi ele almışsınız ki Gunther von Hagens üzerinde önemle durulacak kişilerden bir tanesi.
YanıtlaSilGerçekten marjinal olmak için değil, inandığı gibi yaşamak isteyen kişilerden bir tanesi.Bana göre üzerinde okuyanların en fazla durması gereken bölüm bu oldu.
Çok kolaylıkla ret edebileceğimiz bir durum. Gerçekten de plastikten cesetlerin karşımda duruyor olması öyle kabulde kolay olabilecek bir şey değil.
Ancak Sanem hanım, son derece yaratıcı bir düşünce var burada, bir amaç var, kullanılan malzemeler, form biçim hepsi sanatın içersinde sanatı tamamlayan unsurlardan...
Sanatı tamamlayan tüm unsurlar varken, alıştığımız normların dışında olması belki de şu ana kadar sanat içersinde yapılan en büyük tartışmaların doğmasına sebep olmuştur.
Bunlar bir heykelmidir diye sorabiliriz?
Kesinlikle birer heykeldir:)
Gunther Von Hagens in eserleriyle ilk karşılaştığımda saatlerce eserlerini incelediğimi hatırlıyorum.
YanıtlaSilKendime göre incelemeyi bitirdiğimde ise iç sesimle yaptığım konuşmaları...
Öğretmenliğimde de düşüncelerimi ortaya koyan biri değilim, hatta bunu yanlış bulanlardanım. Düşünceni ortaya koymak yol sunmaktır aynı zamanda ve bu da ister istemez farklı yolların tıkanması anlamına gelir.
Bu sebeple elimden geldiğince bu yazı dizisinde de kendi düşüncelerimi çok somut olarak ortaya koymayacağım.
Şu ana kadar gelinen nokta da aslında tüm yazılar birbiriyle bağımlı, bağımsız değil. Bundan sonrakilerde bağımsız olmayacak.
İlk başa dönersek eğer, sanat hakkında öyle kolay bir yargıya varabilmek sanıldığından çok daha zordur düşüncesine inananlardanım.
Sanatta plastik sanatlar diye bir tanımlama da vardır hatırlarsanız:)
Kalıplanabilen veya şekil verilebilen boya, kil, alçı vs. gibi malzemelerle oluşturulan heykel, resim gibi sanatların genel adı görsel sanatlar olarak değiştirilmiş olsa bile sırf bu açıdan baktığımızda bu kişinin eserleri plastik sanatların içine biraz daha farklı mataryellerin sunulmasıyla girmiştir öncelikle.
Görsel bir tanımlamanın içindedir de kuşkusuz.
Heykel olarak kesinlikle isimlendirilebilir. isimlendiriliyor da zaten.Malzeme olarak kil, mermer vs. yerine ceset kullanılıyor sadece:)
Oluşturulacak ürünü süsleyen , anlatılmak istenilen duygu ve düşünceyi oluşturmaya yarayan ek malzeme olarak ta farklı bir şey kullanılmış, ama sonuçta sanata ait tüm olgular gerçekten var.
Yaptıklarını heykel olarak kabul edebiliyorsak, ister irkileleim, ister irkilmeyelim, bunun yaratıcısına da sanatçı demek kendiliğinden geliyor.
Bizler sadece hoşlanabilir, yada hoşlanmayabiliriz ,tek özgürlüğümüz bu sanırım:)
Gelemedim göremedim ama sayende dokunabildim,tşkr Arkidiş...
YanıtlaSilcanımcım, devam ediyor sergi, hadi gel birlikte gidelim....
YanıtlaSil