7 Şubat 2010 Pazar

Sanat üzerine varsayımlar 6


Sanatta tartışmaların bitmeyeceği kesindir.

Ama bir konu vardır ki, asla tartışma konusu dahi olmamıştır.

Sanatın hemen hemen her alanında özellikle görsel sanatlarda tema olarak en fazla kullanılan obje kadındır.

İnanılmaz bir sihri vardır kadının. Edebiyatta; romanlara, şiirlere ilham kaynağı olan kadın müzikte de ilham kaynaklığını sürdürürken, görsel sanatlarda da ona ait hemen her olgu kullanılmıştır.

Her sanatçı için vazgeçilmez objelerin başında gelir kadın.

Sanatçı ister erkek olsun, ister kadın olsun bir şekilde kadına dokunmak zorundadır sanki. Kadın sanatın içersine alınmazsa sanat olmayacakmış gibi garip bir duygu içindemiyiz ne?

Sanat tarihini incelediğimiz zaman yine aynı şekilde kadının sürekli olarak obje şeklinde kullanılmasına rağmen kadınların sanatçı kimliğiyle sanatın içinde olması çok kolay olmamıştır.

Kuşkusuz sanat bir üst yapı kuruluşu olduğundan değer yargılarımız, inançlarımız ve en önemlisi bir toplumu oluşturan ekonomik yapı etkisini gösterecektir.Kadınlar da artık ekonomik yapının içersinde yer almış olmasına rağmen alışagelmiş ataerkil düzenin inançları yok olmamıştır. Ve doğal olarak bu sanata da yansıyacaktır.

Bana soracak olursanız feministleri kızdıracak bir söylemle kadınların eskiye oranla çok daha vahim durumda olduğunu söyleyebilirim.

21. yüzyılda olmamıza ve bu anlamda bir çok savaş verilmiş gibi gözükmesine karşılık bu anlamda kadınların eskiye oranla çok daha baskıcı ve ekonomik anlamda katagorilere indirgenerek tanımlandığını düşünüyorum.

Çünkü;Kadının tanımlanmasında kendi varlığını tanımlamaya çalışırken kadınlar, alınan erkek modeliyle görünürde dişi bir fizik ama erkek bakış açısını bedenine ve ruhuna ekleyen, doğal olarak çok daha fazla sömürülen bir konumda ucube bir yaratık görünümündedir.

Bu sebeple de kadın mistik zamanlardaki konumundan çok daha aşağı bir yerde ve özellikle sanatla en fazla sömürülen bir konumdadır diyorum.

Hepimiz Picasso yu biliriz.

20. yüzyılın en iyilerinden ve bu yüzyıla damgasını vuran sanatçılardandır.Bu İspanyol ressam ve heykeltraş kübizm gibi son derece ilginç ve güzel bir akımın öncüsü olmakla birlikte söylemleriyle de dikkati çeken sanatçılardandır.

Eserlerine baktığımız zaman çoğunlukla kadın temasını kullanır ve o kadınları aşağılamaktan da geri kalmaz.

“Kadınlar ya Tanrıça gibidir ya da pas pas gibi.”

cümlesi ona ait bir cümledir ve zamanında feministlerin bir hayli tepkisini çeken sanatçılardandır.

Hepimiz onun meşhur Avignon’ lu Kadınlar tablosunu biliriz.Bu tablo da Picasso kadını bedenini satan bir özne olarak resimlemiştir. avignon lu kızlar Şimdi de , geçmişte de kadın sanat adına kullanılırken "kadın imgesi" erkek egemen bir kültürün bakışıyla şekillenmiştir.Ve bizler hiç farkında olmadan sanat adına bu eserleri beğenirken kadının gün be gün bir meta haline gelmesini sistemle birlikte devamını sağlayan kişileriz.

Hatta olağanlaştıran.

Bu erkek egemen sanat anlayışına ilk tepki Duchamp la birlikte gelmiştir.Duchamp bu gidişi hiç onaylamadığı gibi o dönemlerde son derece farklı çalışmalar yapan bir sanatçıdır.Kendini makyajlı ve şapkalı olarak gösteren Man Ray fotoğrafları sanatta kadın imgesinin kullanışına ilk tepkiyi veren örneklerdir.

Duchamp_01

Ne yazık ki o dönemin kadın sanatçıları sanatın içinde yer almaya çalışırken erkek egemen bir bakışla var olmaya çalışan sanatçılardı.Duchamp ın bu tepkiyi vermesi kadınlar adına sevindirici olmakla birlikte ne o zaman ne şimdiki zamanda çok fazla yol almadığımızı söyleyebilirim.

Kadın öznesini alışagelmiş anlayışın dışında algılayabilen bir toplum ortalıkta henüz gözükmüyor.

Kadın hala sanatta bir tanrıça, erkeklerin yada erkek sanatçıların ilham perisi...

Şu anda herşeyi bırakmış en azından dürüstçe sanat kelimesini hiç telaffuz etmeden, kadının bu özelliklerinden ve bu özelliklerinin sanata dönüşmüş halini izlemekten keyif alıyorum diyebilen cesur yürekleri bekliyorum, tıpkı "Godot" u bekler gibi...

sanem uçar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır