24 Mayıs 2010 Pazartesi

David Lynch



09.04 - 29.05.2010 tarihleri arasında Artane Sanat Evinde çoğunlukla filmleriyle tanıdığımız ünlü Amerikalı yönetmenin bazı eserleri sergilendi.

David Lynch i tanıyanlar için büyük şanslardan bir tanesiydi. Gerçi David Lynch söz konusu olduğu zaman sinema ile ilgili kişiler ikiye ayrılmış durumdadır. Ya çok sevilir, ya da nefret edilir.

Ben, onu çok beğenenler grubuna giriyorum.

IMG_NEW IMG_0002_NEW

David Lynch, 20 Ocak 1946 yılında Amerika da dünyaya gelmiştir. Yönetmen kimliğinin yanında ressam ve aynı zamanda mobilya tasarım ustasıdır.

Pennsylvania Güzel Sanatlar Akademisi ve American Film Institute'de başlayan sanat eğitimiyle en fazla tartışılan sanatçıların başında gelir.

Onu ilk olarak 1977 yapımı siyah-beyaz filmi Eraserhead ile tanıdık. Arkasından Dune ve Blue Velvet ile şöhret basamaklarını çıkarken Lost Highway en önemli filmlerinden biri olmuştur.

Bu önemli filmlerin arkasından Mulholland Çıkmazı ve deneysel kısa filmlerini de unutmamak gerekir diye düşünüyorum.

7

David Lynch i diğer yönetmenlerden ayıran önemli farklılıklar vardır.Onun için kara filmin günümüz yönetmenlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Belki de en iyi uygulayıcılarından.

Filmlerinde kısık sesli gürültüyü karanlık ve çürümüş objeleri bol miktarda kullanır.Son derece aykırı fikirlere sahip olan David Lynch bunları filmlerinde de kullanmaktan hiç çekinmez.

Alıştığımız sinema kurgusunun tamamiyle dışında yönetmenlerden bir tanesidir. Deneysel sinemanın örnekleridir filmleri.

Filmlerini ortaya koyarken izleyicilerle ilgilendiğini hiç düşünmüyorum. ortaya koyduğu düşünceler oldıkça sembolik bir biçimde yer alırken izleyicinin bunlardan bir şey anlayıp anlamaması David Lynch i izleyici karşında iyi yada kötü yapıyor.

Aslında zaman zaman izleyicilere çok karışık gelen filmleri hakkında yazdıklarını okuyabilme şansımız olursa son derece basit düşünceler üzerinde yoğunlaşmış olduğunu görebiliriz. Sadece bunları ortaya koyma biçimi gerçekten inanılmaz çarpıcı.

Hikaye ile ilgilendiğini düşünmüyorum David Lynch in. Bu sebeple filmlerinde kahramanlar bu kahramanların özellikleri vs. gibi alışagelmiş kimlik ve karakter saptaması yok.

1

Ressam kişiliği çok daha ağır bastığından filmlerinde de hikaye yerine görselliği tercih edenlerden.İçinde yaşadığımız acımasız dünyaya ait her olguyu filmlerinde yakalayabilirsiniz. Kuşkusuz filmlerinin kendine özgü bir hikayesi olmakla birlikte bu hikayenin ortaya koyuluş biçimi hiç alışık olmadığımız bir tarz olduğundan sersemlemiş bir şekilde filmlerini izlemek olasıdır.

Evet bu usta yönetmeni özellikle filmleriyle birlikte daha sonra detaylı bir şekilde yeniden ele almayı düşünüyorum.

Böylesine önemli bir sanatçının resimlerine de baktığınızda hemen hemen aynı tadı almayı beklerken , görsel sanatta da kendine özgü yapısını koruduğunun farkına vardığınızda şaşırıyorsunuz.

Bir çok teknik bir arada kullanılmış resimlerinde. Fotoğrafları da bir hayli ilgi çekiciydi.


"It's the darker things I really find beautiful...

color to me is too real"

David Lynch

Bu cümlesi bir çok şeyin özeti aslında...

Son derece ilginç sergilerden bir tanesiydi ve istanbul kısa süreliğine bu büyük yönetmenin görsel sanattaki eserlerine ev sahibiliği yaptı.

Onun kısa bir filmiyle şimdilik bu kadar diyorum,


sanem uçar


Close to the amputee


1 yorum:

  1. Bende David Lynch i sevenlerdenim.

    Özellikle kısa filmleri bir çok anlamda farklılık yansıtan eserlerdir.

    On parmağında on marifet olan hünerli bir sanatçı ve yapıtlarıyla ilgili eleştirilere vs. lere yanıt verme biçimi de hoşuma gidiyor.

    Kabuğuna kapanıp anlamsız sanatçı triplerine hiç sahip olmayan herşeyi aslında gülümseyerek karşılayan sanatçılardan.

    Farklı bir pencere açıyor insanın dünyasına. Çeevremizde olup biten hemen her şeyin çok daha farklı bir şekilde yansıtılması konusunda uzman olduğuna inanıyorum.

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır