23 Haziran 2010 Çarşamba

İnsansız Anı Yoktur



Ne güzel demiş büyük şair Edip Cansever;

"Hafifçe ısırılmış bir elmanın dilimindeyim
Elmanın kokusundayım
Anısındayım -kimbilir kimin-


Anılarda görünür, düşlerde görünmez insan

Düşlerde görünen anlamlardır

Özelliklerdir bir de belli belirsiz.


Ve

İnsansız anı yoktur. Var mıdır?"


Bugün aldığım bir haber gittikçe içimi acıtmaya başlarken anılardan kurtulmak adına sanırım Edip in şiirlerinde biraz kaybolmak istedim.

Onun şiirleri arasında dolanırken bu şiir karşıma çıkınca unutmaya çalıştığım haber tüm çıplaklığıyla yine benimleyken anıların arasına uzandım...

Arkadaşlarımı severim. Unuttuğum arkadaşım hiç yoktur. Kuşkusuz yollarımızın ayrıldığı bir noktada asla haberleşmeyeceğimiz bir kaç kişi de var. Ama bunun dışında bir şekilde iletişim içersinde olurum arkadaşlarımla .Yaşam savaşı zaman zaman hepimizi bir yerlere savurabiliyor, birbirimizi çok uzun zamandan beri görmemiş olsak dahi bir araya geldiğimizde kaldığımız yerden devam edebilecek arkadaşlıklarım olmuştur.

Arkadaş ilişkilerinde en tehlikeli an, bu ilişkiye başka kişilerin de girdiği anlardır. Tüm zamanını birlikte geçirdiğin, beraber ders çalıştığın, sinemaya gittiğin, sırlarını aktardığın kişi yaşamın bir gerçeği olarak birini sever ve evlenmeye karar verir.

İşte o andan itibaren o yeni kişiyi de sevebilme ihtimali yüzde ellidir bana göre.

Lise yıllarında tanıdığım sevgili arkadaşım aşık olduğu kişiyi bana ve diğer arkadaşlarıma tanıttığında onu da çok sevmiştik. Hatta ilerleyen zaman diliminde ona karşı duyduğumuz sevgi çok daha baskın hale gelebilmişti.

Anlayışlı, inanılmaz sabırlı, çok sevecen biriydi.

Meslekleri gereği Türkiye nin hemen her yerini dolaştıklarından zaman zaman birbirimizi görmediğimiz çok anlar oldu. Ama bir şekilde yine bir araya geldiğimizde açığı kapatmak onlarla öylesine kolaydı ki...

Geçmişte tanıdığın biriyle bir araya geldiğinizde araya uzun yılların girdiğini aslında anlamıyorsunuz. Onu 20 yıl önce tanıdığın zaman diliminin bugünü gibi değişik bir şey hissediyorsunuz. Evet çocuklar büyümüş oluyor , saçlar ağarmış, hatta dökülmüş olabiliyor ama siz yine o zaman dilimindeymiş gibi hissediyorsunuz kendinizi.

Sizi bugün de olduğunuzu farkına vardıran tek olgu Ölüm oluyor ne yazık ki...

Sevgili arkadaşımın eşini, bizlerin sevgili ağabeysini, dostunu iki hafta önce bir kalp krizi sonucu yitirmişiz.

Arkadaşımı aramalıydım...

Öylesine zor ki bu anlarda yapılması gerekeni yapmak.

Telefonun ucundaki ses sadece "alo" diyebildi...

Ne ben ne sevgili arkadaşım o bilindik konuşmayı yapamadık, iki tarafın sessiz bir şekilde telefon kulaklarındayken dökülen gözyaşlarından başka ses yankılanamadı...

Edip Cansever ile veda etmek istiyorum aramıza sonradan katılan bu can dosta;

Yeniliş

Açılmamış bir şarap şişesiydim

Ki öyle kaldım

Acımı köpürtmedim
İçime sağdım

Gözyaşlarımı göstermedim
Ki sildim

Özgürlüğüm beni tutsak düşürdü

Başaramadım


İçimde kara kara bulutlar sallandı

Ki sallandılar

Dışarı yağamadım

Ve yenildim ve sustum.


sanem uçar

1 yorum:

  1. Kelimelerin tükendiği anlar vardır.

    Bana göre bu tükenilmişlikte duyguların bundan daha iyi anlatımı olamaz.

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır