13 Ekim 2010 Çarşamba

Hector Berlioz 1803-1869




Son zamanlarda Hector Berlioz u sıklıkla dinler oldum. Bu Fransız bestecinin eserlerindeki garip büyüyü gerçekten seviyorum. Ama onu sıklıkla dinlememdeki nedenlerden biri, onun karakteriyle doğru orantılı.

Gerçekten bir çok anlamda dünyaya gelmiş olmasından mutluluk duyabileceğiniz kişilerden. Özellikle bizim ülkemiz için Hector Berlioz karakterinde bir çok kişi olmasını isterdim.

1836 yılında müzisyen kimliğinin dışında tam beş gazete için yazdığı yazılar inanılmayacak şekilde müziğin gelişmesinde katkı sağlayan yazılar olmakla birlikte son derece acımasız bir yazım şeklini de içinde barındırıyordu.

Neredeyse bütün müzisyenlerin korkulu belası haline gelmişti. En ufak bir detayı bile görmezden gelmeyen yapısı ve sert eleştirileriyle müzikte aklı başında ve doğru bir gözün üstünüzde olmasının beraberinde getirdiği davranış biçimi müziğin gelişmesini sağlıyordu.

Tüm dünyasını müziğe adamış bestecilerdendir.



1803 yılında Fransa’da dünyaya geldi. Ailesinde müzikle ilgilen kişi ve yaşadığı ilçede tek bir piyano olmamasına rağmen 1809 yılında ilkokula başlayan Hector un içindeki müzik tutkusu burada kendini gösterecekti. Son derece yetenekli ve istekli bir öğrenci olduğundan ilk keman derslerini okulun müdürü tarafından alacaktı. Bunun yanında sınıf öğretmeninin piyano, flüt ve gitar çalması sebebiyle bu çalgılarla eğitimini de ilkokul öğretmeni üstlenecekti.

Doğal olarak Hector Berlioz 12 yaşına geldiğinde kendince besteler yapmaya başlamıştı. Ancak babası müzikle ilgilenmesini istemediğinden babasının isteği doğrultusunda sonraki eğitimini Tıp üzerine yapacaktı.

Paris Tıp Fakültesindeki yılları, onun Paris'teki konserlere gitmesiyle müzik aşkını daha da körükledi elbette.Yaptığı besteler müzisyenler tarafından beğenildiğinden 1822 yılında Paris Konservatuarı öğretim üyelerinden J.F.Lesueur’dan ders almaya başladı. Bu arada okulunu da bitirmişti ancak doktorluk mesleğine hiç bulaşmadığı gibi kendisini tamamiyle müziğe verdi.

1826’da Büyük Roma Ödülü yarışmasına katıldı ama daha ilk elemelerde kaybetti.Bunun üzerine aynı yıl Paris Konservatuarı’na yazıldı. Burada Anton Reicha’dan armoni ve kontrupuan dersleri aldı.Bir kez daha Büyük Roma Ödülü yarışmasına “Fem Mahkemesi Yargıçları” operasıyla katılmış olsa da yine başarısız oldu.

Hemen her yıl Büyük Roma Ödülü yarışmasına farklı eserleriyle katıldı ve çeşitli ödüller aldı.

Yıl 1830 u gösterdiği zamanlarda tanınan bir besteciydi.

Gerçekten Hector Berlioz aynı zaman da; inandıkların için vazgeçmeden direnmek demektir. Onun eserlerini dinlediğiniz de bu özelliğini yakalayabilirsiniz. Müzikte o dönemde pek alışık olunmayan ,bir ressamın göz kamaştıran renklerini, müziksel bir biçim olarak duyarsınız. Son derece yenilikçi ve kendine özgü bir müzisyendir.

Onunla ilgili deha detaylı bilgilere ulaşmak isterseniz tıklayın



Eserlerine göz atacak olursak;

Senfoniler

Fantastik Senfoni (1830)
Lelio (1831, melodram üslubunda)
Matem ve Zafer Senfonisi (1840)
Harold İtalya’da (1834, alto ve orkestra için)


Dramatik senfoniler

Faust’un Lanetlenmesi
Romeo ve jülyet (1828-1846)


Operalar

Truvalılar (1838)
Benvenuto Cellini (1839)


Dinsel müzik

Te Deum ( 1855)
Requiem (1858)

Ayrıca, Grand traite d’Orchestration (Büyük Orkestralama İncelemesi, 1844) adlı kuramsal bir yapıtı ve dilin büyük bir ustalıkla kullanıldığı edebiyat yapıtları;

Memoires (Anılar, 1848-18691)
A travers chants (Şarkılar Arasında, 1862)
Les Soirees de l'orchestre (Orkestra Akşamları, 1852)

Evet bu büyük ustaya yine çok sevdiğim mezzosoprano Cecillia Bartoli nin seslendirdiği onun son derece güzel eseri" La mort d'Ophélie" ile veda edeceğim.




sanem uçar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır