13 Mart 2011 Pazar

Ama...



Elindeki dergiye göz atan kadının bir kaç adım ötesinde son derece kibar bir tartışma yapılmaktaydı.

İnsanların yüzünde birşeylerden sıkılmış olmanın izleri vardı. Belki bu sebeple bu kibar tartışmayı sessizce ve sanki hiç ilgilenmiyormuş bir edayla gizliden izliyorlardı.

Kadın elindeki dergiyi bir kenara bırakarak gülümseyen dudaklarla tartışmayı izlemeye koyuldu. Belli ki bir süre sonra bu kibar tartışmanın arasına katılacak sözlerin ne olacağı konusunda bir merak içindeydi.

"Bakın hanımefendi sizden rica ediyorum.... " şeklinde ki kibar sözlerine devam etmekteydi adam.

Aynı kibarlıkla karşılık veriyordu kadın da adamın cümlelerine;

"Tabiki sizi anlıyorum beyefendi, ama..... "

Ama diye başlayan cümlelerden korkun.

Hak verir gibi bir davranışı içinde bulundursa da "ama" lar aslında bir çeşit ret ediştir.

Kadın konuşmasının "ama" kısmını tamamlamaya kararlıydı;

"Çok doğru ve güzel söylüyorsunuz. Ve buradan bakınca yanlış yok. Yalnız hep kendi pencerenizden bakamazsınız ki dünyaya? Sakın yanlış anlamayın size bencilsiniz demiyorum ama .... "

Hay allah! bir tane daha " ama"

"Rica ediyorum hanımefendi ne demek istediğinizi anlıyorum. Emin olun başka pencerelerden de bakıyorum olaya ama... "

İnsanlar birbirilerini anlamamaya kararlıysa genellikle "ama" ların çoğaldığını gördüm. Yanılıyor olabilirim diye aklından geçirdi dergi okuyan kadın.

"Anlıyorum beyefendi ama işi uzatmanın gereği yok. Burada her istediğinizi yapamazsınız. Son derece uygar bir şekilde düşüncelerinizi ortaya koyuyorsunuz ama.... "

Çevredekiler merakla gelişmeleri beklerken bizim dergi okuyan kadının yüzünde gülümsemeler daha da belirginleşiyordu.

"Rica ederim hanımefendi, mesele sadece düşüncelerimi ortaya koymak değil, bir insan bir cevap vermiş ve benimde ona karşılık vermemden daha normal ne olabilir acaba? "

Aaaa işler iyice karışmaya başlıyordu ve olaya dalıvermenin tam zamanıydı....

"Bakar mısınız ?" diye kendini ortaya atıverdi dergi okuyan kadın.

Yeni bir soluk olduğundan mıdır, yada insanların merakından mıdır bilinmez, başlar dergi okuyan kadınımıza doğru hızla çevrildi.

"Kardeşim deminden beri "ama", "ama" deyip duruyorsunuz ve konunun ne olduğunu çok fazla merak etmememe rağmen bitmek bilmeyen cümlelerinizle işin özünü bir türlü yakalayamıyorsunuz....

Tartıştığınız konunun önemi yok benim için. Kibarlığınıza da saygı duyuyorum. Bütün bunları yüksek sesle yaptığınız sürece sizlere karışma hakkını kendimde bulduğumdan aranızdayım. "Ama" larınız, "teşekkür ederim" leriniz, "rica ederim" leriniz büyük bir kibarlığın için de kabalığı barındırıyor.

Akıp giden bir süreç var yaşamın her yerinde. Kesintiye uğratma hakkınız yok hiç bir şeyi, ne adına olursa olsun, hem de kibar bir şekilde...

Anlamadınız değil mi ne demek istediğimi ? Kibar, şaşkın bakışlarınızdan belli bu zaten. Anlamanızı da beklemiyorum, dergi okumama engel oldunuz hem de son derece kibarca. Kesintiye uğrattınız bütünlüğümü, okuma eylemimin yarım kalmasına sebep oldunuz...

Ama bunların hiç birinin önemi yok değil mi? Çok kibarsınız ya bende kibar konuşamayanlardanım, bu sebeple şu anda dangalağın biri oluverdim şaşkın bakışlarınızda. Muhabbetinize dalıverdiğim için de saygısız ilan edilirsem hiç şaşırmam. Ama başta söyledim ben kibar değilim diye....

Bir köşe bulmuşum bu dar dünyada kendimle baş başa kalacak, ama sizler kibar yüksek seslerinizle aranızdaki muhabbeti dışarıya kadar taşımakta ustasınız. Bunu yaparken başkalarının sınırlarına ne kadar girdiğiniz farkında bile değilsiniz.

Benim sözlerim anlamsız gelir sizin kulaklarınıza, susacağım merak etmeyin ama bitirin şu "ama" larınızı, "teşekkür" lerinizi, "rica ederim" lerinizi...

Kibar olduğunuzu bildiğimden bana cevap vermeyeceğinizi biliyorum...."

Dedi ve dergisini okumaya devam etmeye çalışırkan kuşların kanat çırpınışları karıştı bir anlık sesssizliğin arasına...

sanem uçar

4 yorum:

  1. 'ama' bu yazı çok güzel olmuş hanımefendi.:)

    YanıtlaSil
  2. Bu dergiyi okuyan kadın sizden başkası olamaz. aman kibar değilsiniz demiyorum :):)

    Fotoğraf çok güzel.

    Yeni şablon çok yakışmış bloğunuza hayırlı olsun.

    Bir sinema dergisinde okumuştum "Bir uzaylıya önereceğiniz ilk 10 film" diye bende size sorayım dedim. :)

    mutlu kalın!

    pluie

    YanıtlaSil
  3. Rica ederim beyfendi:)))))ve haklısınız pluei dergiyi okuyan bendim, iyi niyetiniz için teşekkürler:))))))))))

    YanıtlaSil
  4. Sevgili pluie bir çok film var tabikii ama herşeye rağmen film denilince benim aklıma ilk gelen; ülkemizde Kıyamet adıyla gösterilen Francis Ford Coppala'nın "Apocalypse Now" adlı filmi gerçekten ama gerçekten unutulmaz bir filmdir.

    Bu filmi önümüzdeki günlerde ele alacağım, ve seyredebilme imkanın olursa bana hak vereceğini düşünüyorum.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır