26 Mayıs 2011 Perşembe

Geçmiş zaman olur ki....




Zaman ilginç bir kavram.

İnsanoğlunun her şeyi tanımlama ihtiyacı nereden doğmuştur yada neden doğmuştur bilemiyorum ama zamanı tanımlamaya çalışmak onu bir kaç kelimenin arasına sıkıştırmak belkide en büyük hatalarımızdan biridir.

Nesnel olarak tarifi bana göre olanaksız bu kavram içinde bulunduğumuz ana göre bir yön belirlememizde belki önemli olabilir , olmayabilir de...İşin felsefik tarafına girmeye ise hiç niyetim yok. Bildiğim; içinde bulunduğumuz duruma göre bazen ayağına tonlarca bir yük bağlamışcasına ağır, yada bir kuşun kanat çırpışı gibi hızlı olabilmesi.

Zaman zaman da Einstein'in görelilik kuramını anlayabildiğimi düşünüyorum.Doğal olarak kuantum mekaniğindeki gelişmeler kolay anlaşılacak gibi gözükmese de öyle olaylar yaşıyoruzki farkında olmadan bu düşüncenin bir parçası gibi hissettiğim de oluyor kendimi...

Örneğin bir kaç gün önce belkide en güzel yıllarımın geçtiği İzmir'de sevdiğim bir kaç dostumla birlikteydim. Eski alışkanlıklarımızın çokta fazla değişmediğine tanık olduğum ve araya onca senenin girdiğini bilmemiş olsam şaşırabileceğim ama kaldığımız yerden devam eden bir sohbetin içinde olmak bir kez daha bildiğim anlamdaki zaman kavramını sorgulamama sebep oldu.

Gerçekten hepimiz uzayın boşluğunda bir araya gelen ve kaldığı yerden konuşmalarına devam eden kişilerdik. Gülüşlerimiz aynı, tanıdıklarımız aynı hatta alışkanlıklarımız bile aynıydı.

Bilim adamlarının bu konudaki düşüncelerini bir kenara bırakarak bana göre bu harika an dan söz etmek en iyisi galiba. Yetiştiriliş tarzı olarak şimdiki gençlerden farklı bir algılayışla yetiştirilmiş olan bizler şanslımıyız, yada değilmiyiz çoğunlukla tartışılıyor ama bana soracak olursanız ben bizleri şanslı sınıfına sokanlardanım. Çünkü en azından irdeleme yeteneğiyle var olduğumuzu ve doğal olarak gelişmeye açık yapımızla yaşantımızda acıların da hiç eksik olmamasına rağmen gülebilmeyi en doğru biçimde yapabilen bir nesil olmak yabana atılmayacak bir şey.

Belli bir süre beraber olacağımızı bilmenin gerçeğinde zamanı doğru ve yerinde kullanma yeteneğimizde önemli özelliklerimizden biri . Bu sebeple beraber geçirilen zamanın her saniyesi anlam ifade etmekte. Daima yaşantımızı yaşanılanlardan yola çıkarak anları zenginleştirmek farklı becerilerimizden.

Muhteşem bir dolmanın tadı,birlikteliğimize kendi bedenimizden eklenen çocuklarımızın ellerinden yapılmış kahvenin dayanılmaz kokusuyla birlikte o muhteşem burukluğu , göz göze gelişlerimiz,birbirimize daima dokunan ellerimiz ve sımsıcak kucaklaşmalarımızla zaman öğretilen kavramın dışında tersine aktı.

Kaldığımız yerden devam edebilmesini hep becerebildik. İster istemez ne denli zengin olduğumuzu düşünüyorum.Birbirimize kızdığımız, hatta bazen kırıldığımız anlarında yaşandığı birlikteliğimizde bugün gelinen noktada neye niçin kızdığımızı yada kırıldığımızı hatırlamamanın derin sarhoşluğunda kahkahalar yankılanırken en büyük servetin kendimiz olduğunu bilmenin mutluluğundaydık.

John Lennon - Imagine şarkısında doğruları söylüyor. Her ne kadar ütopik olduğu söylense de sözlerinin bizim birlikteliğimizde de aynı duygu ve düşünceler hakimdi , hemde her zaman...



sanem uçar

2 yorum:

  1. Duygularımızı,anılarımızı kaleme alıp bizim için de dillendirmen bir hediye oldu bugün bana.Dün Ada'ya geldim ve koşuşup duruyorum,bir yorgunluk kahvesi için Pembe ile bir köşeye çekildiğimde hoş bir sürpriz,yüreğime dokunan bir el,uzaktan bir selam;daha ne isterim..Teşekkürler Badıd:))

    YanıtlaSil
  2. Sadece bize özgü ne çok şeyimiz var:)))) "badıd" ı da bizden başka kimse anlamayacak, susssssss kimseye söylemeyelim canımcım:))))

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır