13 Mart 2012 Salı

İnsan olmak istemiyorum!




Bu ülkede olup bitenler genel anlamda beni şaşırtmasa da algılama güçlüğü çektiğimi itiraf etmeliyim. Bir çok şeyi algılamakta zorlanıyorum.

Bildiğimiz gibi 19 yıl önce Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmak için Sivas'a gelen 35 insan Madımak Otelinde diri diri yanarak can verdi. Kelimenin tam anlamıyla ortaçağdan kalma bir zihniyetle yapılmış bir katliamdı bu. 19 yıl önce aklı başında ülkelerde olabileceği gibi bu olayın oluşması önlenebilirdi. Önlenemedi ve o insanların göz göre göre yanmalarına seyirci kalındı.

Bugün ise bu olaydan sorumlu 5 firari sanığın yargılandığı Sivas katliamı davası zaman aşımı nedeniyle düştü. Beklenen bir sonuçtu. Bu anlamda insanlık suçunun zaman aşımı olmamalı dense bile yaşanan onca anlamsız başka sonuçları da gayet iyi bildiğimizden bu sonuç kimseye yadırganacak bir sonuç olarak gelmemeli.

Herşeye rağmen insanın içi burkuluyor. Çünkü bu karar çağdışı bir anlayışı onaylamak, bunu gerçekleştiren katillere prim vermek, herşeyden önce sarsılmış olan adalet sistemine karşı güvenin tamamiyle yok olması anlamına geliyor.

Doğal olarak bunların hepsi toplumsal düzenin bozulmasıyla doğru orantılı bir seyir izliyor.

Dünyanın neresinde olursanız olun 35 insanın diri diri yakıldığı bir eylem onaylanmaz. Hangi düşünceden olursanız olun bir insanı böyle vahşi bir şekilde yok etmeye yönelik hakkı kimse kimseye tanımaz. Tanımamalı. Tam 19 yıldır 35 evde yürekler dağlanmakta.

Her dinin içersinde merhamet etme, üzülme yokmudur? Dinler öfkeyi ve nefreti yok etmek üzerine kurgulanmamıştır? Ne işe yarar dinler eğer nefreti ve öfkeyi dizginleyebilmeyi aşılayamıyorsa?

Bir insanlık ayıbıyla karşı karşıyayken, yüreklerde acılar dinmemişse ve gözyaşları kurumamışsa hala gözpınarlarında bu olayın ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını anlamakta zorlanacağım elbette.

Tam tersine alınan bu kararla insan kimliğimizden uzaklaşıp adının ne olduğunu bilemeyeceğim garip bir hale gelişimizden dolayı acım ve insan olmaktan dolayı duyduğum utanç büyümekte.



sanem uçar

3 yorum:

  1. Zamanaşımına " Hayırlı uğurlu olsun " diyenler..
    Soksunlar ellerini bir ateşe bakalım çekmeden ne kadar durabiliyorlar..
    Hesap vereceklerine inandıkları yerde zamanaşımı yok!

    YanıtlaSil
  2. İnsan olmayıp da ne yapacağız Sanem; bir gün bir yerde acımasızlığı yenmek için güçlü ve insan olmak gerekiyor.Ama çok acı bir gün bugün,içimiz yanmıştı,şimdi de donduk kaldık işte....

    YanıtlaSil
  3. Aynen öyle...

    En büyük korkumda acıyı ve anlamsızlığı o kadar çok yaşamaya başladık ki kanıksayacağız bir süre sonra ve doğal gelmeye başlayacak herşey. Olması gereken buymuş gibi. İşte o anlara doğru bir gidiş hissediyorum ve bu da insan olmanın beraberinde getirdiği bir çok şeyi kaybetmek anlamı taşıyor. İşte o zaman gerçekten bunca insafsızlığın yaşandığı bir dünyada biz ne olmuş olacağız?

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır