28 Mart 2012 Çarşamba

Melankoli İyidir




Bir kaç gündür kar efsunlu kenti çoğunlukla farklı bir güzelliğe büründürdüyse de alt yapısı çok ta iyi olmayan bu şehir için zorluklar yaşanmadı da değil...

Annemi tanırım, onun için en zor gelen şeylerin başında dışarıya çıkamamak gelir. Hiç bir şey yapamasa bile bir şeyler almak bahanesiyle dışarısı ile bir merhabalaşması gerek.
Bu kötü hava koşullarında dışarıya çıkmasını engelleyebilmek için ihtiyaçlarını alarak dün yanına gittim.

Evde kapalı kalmasının onda açtığı melankolik hava beni görür görmez dağılıverdi.
Kuşkusuz tüm anneler özeldir ama sanki bana benim annem çok daha özelmiş gibi geliyor. O kadar kendine özgü davranışları vardır ki, aslında herkeste olabilen davranış şekli onun ses tonuyla, onun beden hareketleriyle kesinlikle sadece ona aitmiş gibi gelir bana.
Onaylanmak en büyük isteklerinden biridir mesela.

Konuştuğu anda doğru olup olmadığını hiç düşünmeden ağzından çıkan sözleri sonra kesinlikle düşünür ve garip bir pişmanlık duyarken onaylanmayı beklediğinin farkında olmadan başlar konuşmasına;

"Gene bir şey yaptım kızım...."

Giriş cümlesinden sonra anlatmaya başlar,ve anlatımı bittiğinde ;

"Aman anne iyi yapmışsın..." cümlemle gözleri parıldar ve başlangıçta eksik bıraktığı kısımları da aktarmaya artık sıra gelmiştir.

Konudan konuya sıçrama özelliği de vardır, dikkatli bir dinleyici olmak zorundasınız onu dinlerken. Konuşmaya başladığı andan itibaren kendine göre tamamlanmamış konulara geri dönerek sendelemenize sebep olabilir.

"Melankoli iyidir kızım..."
dedi birdenbire...

Melankoli denilince aklıma gelen iki şey vardır; Biri The Moody Blues un; "Melancholy Man" adlı şarkısı diğeri de Sebahattin Ali nin; "Melankoli" şiiridir.

Hem sözler hem müzik birden bire beynimde dalgalanırken annem ısrarla sözlerini savunmaya devam diyordu.

" Herkesten aynı şeyi duyuyorum, melankoli çok güzelmiş.."

Toplumsal bir travma mı geçiriyoruz diye düşünmeye başladım ister istemez.
Annem melankoliyi övmeye devam ediyordu;

"Herşey yapılırmış melankoliyle..."

Aman allahım kesinlikle çıldırmanın eşiğindeyiz diye düşünürken annemin Türk Dil Kurumu Onursal Başkanı olduğunu hatırlayıverdim birden .
Nasıl yani diye sordum...

"Ya kızım hani var ya şu karnabahar a benzer onun küçüğü..."

Sen çok yaşa anne emi, brokolinin annem tarafından yeni ismi melankoliye çoktan dönüşmüştü.
Evet bu soğuk kış günlerinde brokoliyle yapılan bir çorbanın insan da melankolik bir etki bırakıp bırakmayacağı kesinlikle tartışılır ama benim için melankoli gülümse yaratan kelimelerden biri çoktan oluverdi...

26 ocak 2010

sanem uçar

3 yorum:

  1. :))))Sevgiler AynurTeyze:)))
    Sen çok yaşa:))))
    Çok tatlı bir anlatım:)

    YanıtlaSil
  2. Evet ya canımcım, Aynuş tüm haşmetiyle kendine özgü felsefesi ve diliyle güldürmeye devam ediyor:)

    YanıtlaSil
  3. Sen çok yaşa emi aynur hanımcığım. Ben de bu yazıya başlarken ne umdum.. ne buldum :))) akşam akşam melankomimimi dağıttınız. Hay siz çok yaşayın anne kız!! :)))

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır