19 Nisan 2012 Perşembe

Değirmenyeri Dağ Evleri




Hepimizi sıkıyor büyük şehirlerin keşmekeşliği. Garip bir şekilde belki de hepimizde kaçıp uzaklaşma düşüncesi olsa da öylesine sıkı sıkıya bağlanmışız ki bizi buralarda tutan şeyin ne olduğu sorusuyla karşılaştığımızda verilecek cevaplarımız bile hazır.

Garip bir durum aslında.

Hem hoşnut olmayacaksın, kaçıp uzaklaşma duygusunu hep içinde taşıyacaksın ama bir türlü seni sarmalayan sıkıntılardan kurtulma adımını atamayacaksın. En ilginç paradokslarımızdan birisi de belki bu.

Ama çok iyi biliyorum bu adımı atabilen insanlarda var. İyi ki var. Onların attığı bu adım, bireysel bir adım olmakla birlikte zaman zaman bizlerinde bir anlığına nefes alma biçimimize güzellikler katması açısından da önemli. Hepimiz yaşamımıza nefes alıp verme eylemini devam ettirerek devam ederken, yaşamın aslında sadece nefes alıp vermekten başka bir şeyler olduğunu da biliyoruz.

Yaşam sadece nefes alıp vermek değildir.

Yaşam nefes alıp verirken yaşadığını duyumsadığın, güzellikleri fark edebildiğin ve bu güzelliklerle birlikte düşünebildiğin, duygulanabildiğin, paylaşabildiğin oranda zenginleşebilen bir olgu da aynı zamanda. Tüm bu gerçekleri bir kenara bırakarak gittikçe zorlaşan yaşam koşullarında insanların yaşamaya devam edebilmesi kendince oluşturduğu sığınaklarla seyir alabilir. Bu sığınaklar muhteliftir kuşkusuz.

Benim sığınaklarımdan birisi müziktir. Müziğin sonsuz genişliğinde yaşamın sadece nefes alıp vermek olmadığını defalarca duyumsarken binbir duygu ve düşünceler içinde zamanı durdurduğum anlar yaşanır. Aslına bakarsanız müzik eğitimi almak başlı başına bir beladır. Sadece iyi bir dinleyici olmayı tercih ederdim. İçinde yaşadığım coğrafya müzik açısından büyük bir zenginliği içinde barındırsa da bizlere sunulanlar genellikle insanı canından bezdiren cinsten şeyler olduğundan alınan bu eğitim ister istemez sizi çok daha fazla seçici olmaya yönlendirir. Kendi seçimlerinizi ancak evinizde sağlayabilirken sosyal bir varlık olarak insan kimliğinizle kulaklarınıza çarpan çoğu şey ret etme duygusunu içinde barındırırken ne kadar çaresiz olduğunuzu farkına varmanızla sonlanır.

Tamamiyle doğadan kopartılarak yaşamaya mecbur kalmışken bir anlığına doğayla başbaşa kalabilme duygusu öylesine hakim olmaya başlarki farkında olmadan bulunduğun yerden uzaklaşma isteği doruk noktalardayken gözünüze çarpan bir haber ilgi odağınız olabilir.

İşte kelimenin tam anlamıyla çatlamak üzereyken Bolu-Mudurnu'da Değirmenyeri Dağ Evleri dikkkatimi çekti.

Çok yakın bir gelecekte var olan ormanlarımızda yok olacak gibi geliyor bana. TBMM ne sunulan 2-B yasa tasarısının meclisten geçmesine çok az bir zaman kalmışken, ormanlarımızın yağmalanması daha da yasal hale gelmeden önce bir kaç günlüğüne doğanın sesini dinlemek hiç te kötü bir fikir değildi.

Aslına bakarsanız gidilebilecek bir sürü yer var. Ama bu yeri tanıtırken öyle bir cümle kullanılmış ki, mutlaka bu kişiyi tanımam gerek diye bir düşünce çok daha baskındı. Öyle ya, halkımız artık klasik müzik ve jazz müzik dinlemiyor diye yılların alışkanlığını yok ederek radyo kanallarını kapatabilen bir ülkeyiz. Ve "burada sadece klasik müzik ve jazz müzik dinlenir" diye bir ifade benim için oldukça çarpıcı ve etkileyici bir cümle.

Yıllarca ülkemdeki anlamsız müzikler adına içimde kocaman bir sancıyla dolaşırken imdadıma Konfüçyüs yetişmiştir. Kulağıma uzanarak demiştir ki; " dert etme, bir ülkenin nasıl yönetildiğini anlamak istiyorsan müziklerini dinle"

Evet, Değirmenyeri Dağ Evleri çok farklı bir anlayışla yönetiliyordu bana göre.

Geçen hafta Değirmenyeri Dağ Evlerindeydim. Bolu'nun Mudurnu ilçesine bağlı bir köyde dağın yamacına kurulmuş muhteşem bir yer. Tesisteki her şey doğayla bütünleşen mimariyle iki kişinin imzasını taşıyor. İnanılmaz bir servet ve bu servet parayla ölçülemeyecek bir emeği içinde barındırıyor işte bu yüzden de paha biçilmez bir değerde.

Kadın elinin de değdiğini zarif süslemelerle çok kolaylıkla anlarken gerçekten kendinizi bir masal aleminde hissediyorsunuz. Bir müşteri gibi değil, konuk olarak adlandırıldığınız bu masal yerinde doğanın seslerinin arasına gerçekten jazz ve klasik müzik sesleri karışıyor. Bu seslerin arasına serpiştirilmiş birbirinden lezzetli yiyecekleri anlatmak ise çok farklı bir yazı dizisi olabilir.

Ama herşeyden önemlisi, belkide dünyaya aynı pencereden bakabilmenin mutluluğuyla bir kaç gün önce varlığından bile habersiz olduğunuz bu insanlarla yıllardan beri tanışan dostlar şeklinde güzel bir muhabbete dalabiliyorsunuz. Ve bir kez daha fark ediyorsunuz ki nefes almak için sığındığımız bir sürü liman olmasına rağmen gerçekte alınan en güzel nefes umarsız bir şekilde paylaşılanlar sadece. Bir yeri yaşanılır kılan paylaşabilme gücümüzle doğru orantılı ve yaşam paylaşabildiğin sürece çok daha güzel.

Sizlere Mudurnu türküsü olduğunu Değirmenyeri Dağ Evleri sahibi artık dostum diyebileceğim sevgili Elif'ten öğrendiğim çok sevdiğim bir türküyle benim kadar şanslı olmanızı diliyorum.

2 yorum:

  1. Selamlar,

    Dün müzik grubundan arkadaşlarımla konuşurken, 2-3 günlüğüne araç kiralayıp, bir yerlere gidelim diye konuşuyorduk. İzmir, Bursa, Şile, Ağva arasında kararsızlıkla eve dönük. Değirmenyeri Dağ Evleri açıkçası ilgimi çekti.

    Orada hakikatten Klasik Müzik ve Jazz'mı dinleyebiliyoruz. Bu gerçek mi? :)

    Diğer bir konu ise "Benim sığınaklarımdan biri müziktir..." ile başlayan paragraf.

    Yaklaşık 10 gün önce uzun süredir müzik ve eğitim üzerinde düşündüğüm şeyleri bir yazı altında toparladım. Blogunuzu takip ettiğim için aslında siz paylaşıp, düşüncelerinizi almak için göndermek istedim; ama neden bilmiyorum bunu yapmadım. Hazır o paragrafta bu müzik-eğitim kısmına değinmişken fikrinizi öğrenmeyi ve yanıldığım ya da yanlış bildiğim bir konu varsa paylaşmanızı gerçekten çok isterim. Kendi ön yargılarımda boğulmak, hatalı düşündüğüm bir şeyler varsa -özellikle müzik söz konusuysa- düzeltmek isterim.

    http://birbabaindie.blogspot.com/2012/04/sanatta-tasarlama-kabiliyetini-zorlamak.html

    Teşekkürler,

    YanıtlaSil
  2. Evet orada klasik müzik ve jazz dinleniyor:) Diğer konuyu ise sizin bloğunuzda yanıtlamaya çalışacağım

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır